Kara Kız (Kanatır Kız)
-Heybemize düşmüş tüm gerçek aşklara-
Küçücük bir pencerem vardı, Bin melek ordan, seni seyredalardı; Fazilet ve zarafet endamında, Nedamet mi var dudaklarında? Bana sorsaydılar, kırmızı derdim! Bana sorsaydılar, kapkara gözlerini, Kan gibi, şarap gibi resmederdim! Kızıl şafaklara saçılınca hürriyet; Nehir gibi saçlarında aşka hüvviyet, Gözlerindeki dirayet,Venüs’e ihanet. Sabret; bizde güleceğiz nihayet. Zamanı geciktirilmiş bir gülüşün var evet, Cinayet işlettirecek bana mısralarca, Asırlarca çalınacak kutsal bir ezgi gibi İsmimiz anılacak ve yalınayak yürür gibi, İdam sehpasına, öylesine şen öylesine şakrak Aşkın tınısını celladın baltasına bırakarak Bir koku yayılacak ikimizin dudaklarından Bir türkü, bir minnet, bir umut ve en nihayet -Burcu kokusu, darağacında- Kim demişse boş demiş ‘ölüm ayıracak’ Binlerce ilmeği geçirin boynuma Kırılsın kalem, umuda tutsak olmuşsa Kırılmış kalemide bana verin kanla dolmuşsa. Bana sorsaydılar seni, gözlerini, ellerini Zamana inat rayihanın delillerini... Kan gibi kırmızı derdim, tende can gibi Cümle alemin sofrasında nan gibi Bir tek benim için var gibi, Elif gibi Bana sorsaydılar seni, ben gibi derdim Bana sorsaydılar yinede seni, Gözlerini kapat dinle sözlerimi; "Sen tanrıların yazdığı bir şiir Ben mahpusunda küflenen şair, Yoksan, gecemde ızdırap dolu bir düş Hayyam’ın mirasıyla gözden düşüş Tokat gibi çarpılıyor yüzüme feryadım Bana sorsalar kelimeleredir isyanım Tanrılarla güreşmeye yok dermanım Son notasına gelmişken fermanım Nutkumda bir düğüm, sessiz figanım Çünkü ben, kara gözlerine hayranım." Bana sorsaydılar kırmızı derdim, Bana sorsaydılar nefes gibi resmederdim, Bana sorsaydılar derdin nedir, nedendir Söylesene bu kalp ile Elif’ten başka ne derdim? |