dört mevsimlik ülkemsin
sen benim dört mevsimlik koca bir ülkemsin
tinerli sokaklarında İstanbulun yalnızlıklara mastürbasyon çektirecek kadar sessiz/di gidişin ardından savaşmaya lüzum bile görmedim çünkü bir düşmandan bile kifayetsizdin sen benim dört mevsimlik koca bir ülkemsin her mevsimde bir başkasıyla sevişemezsin yanımda şakağımdan uzak/uzakta ruhumdan bile şensin yokluğunu bulana bir şato vereceğim önce şu ruj izin dudaklarımdan geçsin hala boynumda eriyen busenle uyuyorum gelmelisin açılmalı perdeler yeniden/demlenmeli çay bir keyifle/iştahlanmalı mutfak masasındaki şarap şişesi doğmalı güneşten önce küvetteki ölgün çıplaklığımın üstüne sesin sen benim dört mevsimlik koca bir ülkemsin hayaller kurulmalı yeniden koynunun mimarisinde şevkle nüfus tabelamıza bir de çocuk eklemelisin yoruldum sensizliği saklamaktan sonunu getiremediğim bir şiir cesedisin saçlarına dolansın yeniden yağmurla dinen veda sen/her hikayemde başka bir benle yatacak kadar fahişesin Gökhan Gök |