ŞER ...
Dudak yanınca
tuz gibi yakar öpüşmeler son söz irkintinin geri çekildiğinde sular deniz savurganlaştığında bir bahar sabahı dalmışlığı, kapladığında gerçeklik anlaşmasını... ne gariptir haps olmak demir gibi kokar kan ellerimdeki çizgilerden içeri akar ne teselli olmak var ne avunmak yılmak ne gariptir ... beklemekten yorulmam neden ne tuhaf şimdi sarmaşıkların engeli sabırsızlık ne acıdır... Sisli perdelerce gizlenen kızıl gölgelerin katil akşamı bir savaştan farksızdır resimler... yalnızlık adım adım düşer irtifa baktıkça göğe gömer seni mavi dehlizine düşündükçe ölüm söyleşir aşağıda daldıkça batar bir kişiden ibaretmişcesine, yanıltıcıdır his. ağrılardır onun siması hatırladıkça uzaklaşan uzaklaştıkça yıkan içtiler bardak bardak bedenimden ve yazdıklarımın vagıl cığıl çabasını sildiler geceyle saklamış olmalılar beni ... medet azar azar defnedilmiş ve eskiyecek ruhum sarp kayalardan daha sert ve ağır sorumludur kaybettiklerinden azalmış gövdem. gri renkli bir hüzün,buzdağı; Düşünmekten bitap kendi konusunda yanan beyinlerin içinde mürekkeple yıkasan kafiye değişmez aynı şeyle kaçıncı kez denendiğim eski bir oyun... |
azalmış gövdem.
gri renkli bir hüzün,buzdağı;
Düşünmekten bitap
kendi konusunda yanan beyinlerin içinde
mürekkeple yıkasan kafiye değişmez
aynı şeyle kaçıncı kez
denendiğim eski bir oyun...
Güzeldi üstadım severek okudum
Yüreğine kalemine sağlık
Kalemin susmasın
,________________________Selamlar