Babam...
Yorgunluğu gözlerinden okunurdu
Yorgunluğu çakmak çakmak İsyan ve is kokardı sanki Bin bir umut ile damla damla biriktirerek Emeklerini bin mutlulukla dolu kasesine bırakırdı... Sabahları çay buğusunda gazetesini okur Bir kaç satır hayır duasını ellerine üflerdi Soğuktan dizlerini tutar da içindeki o yorgunluğu alamazdı Bazen eline aldığı çekiçle raks eden bir bülbül havasında Sanatının tüm derinliklerine sabır kalemini yazardı Veli ustası vardı arada bir uğrardı yanına Sonra Yılmazı da kaybettik... Gidenlerin ardından çekilmez oldu sanki o sokaklar Eski ihtişamını kaybederek solmaktaydı yıldızlar Dertler yakasını bırakmadı ki bir gün şöyle nefes alsın Bazen hiç beklenmedik bir loto kapsını çalsın Tüm dünya onun olurdu muşta çekiş sesiyle Hile ile işi olmayan esnafların babası ! Bin türlü nazlı gök kubbe bugün ona bir cilve yapmasın Felek işini rast getirsin hep hoşnut kalsın Akşamları uykunun tadına doya doya Kahveyle mutluluğu aralasın Temennilerin en güzeli ataya saygıdandır bunu bilirim Bu şiirin adı da pek kıymetli BABAM’dır benim.... |