SÜRGÜN YÜREK - 2
Öz’ünde, sevmek,
Sancıları prangada doğmamış bebek.. geleceği karanlık, sevdası,haraç-mezat tellal dilinde can pazarında... Çırpınır özü,işkence kıvamında. intikam sehpasına adım adım gidişine zılgıt,idamına alkış "Adalet" divanında !!! intikam niyetine içilir, Celladın yüzüne fışkırmış kan... koku-yu alır çakallar... aslan, payını pençeler, tilki kurnazlığında… Ten, perişan. can, çaresiz. “ben”, param-parça... çığ düşer, mahrur,cansız bedenine, öz’deki sevdasına savrulur külleri.. kin kusar,dokundukça ölü hücrelerine... Kınına sığmaz kana susamış ihanet kılıcı... devran döner,Alır başını bedeninden celladın, Boğar,Yüzüne birikmiş kan gölünde… can, yeniden dirilir savrulmuş küllerinden... "Öz" üne döner... SÜRGÜN YÜREK .../... KOÇAK 10.01.2008 |
ne idam sehpalarından döndüde,
zamanın dişlileri arasında,
bir o yana bir bu yana dönüp durdu,
geldiği son nokta,
yine aynı yerdi.
zamanın dişlileri gelip onu yine aynı yere bıraktı!
aynı yerde kalmamak dileğiyle... aynı yerde bırakmayan sürgünler olsada, sürgünler bir eğiliş değil, diriliş oluyor, asil yüreklerde!
bu güzel yüreği kutlarım...