ÖNCE MASALLARI YAKTILARBir avuç bilyeydi mutluluk Defter yaprağından yapılan Şeytan uçurtmasıydı belki de Daha uçmadan kuyruğu kopan Peşinden koşarken düştüğümüz Uğruna dizlerimizi parçaladığımız çemberdi Vazgeçemediğimiz horoz şekeri Çelik çomak oyunun da kazanmaktı Bazen yenilen biz olsak da Masallarımızı yaktılar önce Ninemizden dinlediğimiz masum Mutlu masalları Uykularımız bölündü Düşlerimiz bölük pörçük Mutlu bayramlara uyanamaz olduk Yastığın altına koyacak Lastik ayakkabılar olmayınca Oyunlarımızı gömdük Kazdığımız yalancı mezarlara Acılarımızı, Çamurdan fırınlarda yaksak da Çoğaldı gözyaşlarımız Şimdi yanıyor avuç içlerimiz Anılarımızı unutturuyor Giden günün sancısı Alevlerle yanıyor, çocuksu umutlarımız Yüreğimiz bir yangın yeri Oyunlar Savaş alanı… Masumiyetimiz uçup gitti Şeytan uçurtmalarıyla Gidiyoruz Ardımızdan ağlayan kalmadı El sallayan Kendine iyi bak diyen… Şimdi her şey yapay Her şey anlamsız Hangi şirket getirir kapımıza Siparişle Ninemin tarhanasını? Bir paket sevgi kaçadır? Kaç taksitle alınır Gülüşlerimizdeki sıcaklık Çocuk yüzlerde tebessümler Sokaklardan yükselen çocuk sesleri Patlayan çanak – çömlekler Hangi kasa da saklanmakta? Ah, olsaydı gizli bir gücüm Önce gülüşler dağıtırdım Ağlayan çocuk gözlere Saçarlını okşardım yüreğimin sıcaklığıyla Oyunlar ekerdim bahçelere Oyuncaklar büyütürdüm Dizlerimde sallayarak Gökkuşağına salıncaklar kurardım Savaş mağduru Açlık mağduru İş mağduru Taciz mağduru Acıyla yazılan güncelerini silerdim Pembeye boyardım her şeyi Pembe yazılsın umutlar Pembe olsun düşler Ak olsun umutlar ............. “hangi güç silebilir Çocuk gözlerden hüzünleri…” |