Sayonara
Elimi suya daldırıp yüzdürdüm kağıtdan kayığımızı
sen bir yana düştün ben bir yana buz dağına çarpmıştık tek sağ kalan şiirimizdi yüzen suda beni asıl üzen kayığı yaparken söylediklerindi bir isim koymuştun adı saadet kayığı olsun demiştin hani odadaydık ışıkları söndürmüştük sohbet edip şarkılar söylüyorduk çok sevdiğin meyvelerden bir tabak hazırlamıştım ayın ışığı büyülüyordu masal gibiydi her şey zamansız ayrılığın yolculuğun arafesinde söylediğin şarkılarla çok duygulanmıştık savaş çıkmıştı ve sen gönüllü yazılmıştın peçeteden yapmıştın kayığı bak demiştin -bununla sana dünyayı gezdireceğim ağlatmıştın beni sana daha çok sokulmuş ağlıyordum omuzunda sen de ağladın o gece biliyorum saklamak istedinse de gözlerinin Turkuaz’ında iki damla yaş görmüştüm titriyordu ayın solgun ışığında şimdi bu satırları bir arkadaşın şiiri eşliğinde yazıyorum "tutsağı oldum yaşamın izinsiz kaldım kuytularında" diye yazıyordu şiirde bu iki dizeyle sarsıldım şimdi yine her zaman gittiğimiz gölün kenarında çayımı yudumluyorum hayatı kitaptan okuyorum bu kez kitaptan çünkü anladım bir kez daha anladım söz uçuyor yazı kalıyor tutsağı olduğumuz hayat kitabından bir kez izinli gelmişsin evlendi demişler benim için kahrolmuşsun değildi ölümcül hastaydım sana söylememişler yaşayacağıma umutları yoktu biliyorum onlara da hak verdim öyleydi umut yok gibiydi çok hastaydım şimdi iyiyim üzerinden aylar geçti saadet kayığımız buz dağına çarpmıştı bi kere nasıl mutsuzum bilemezsin sen de orada tanıdığın çekik gözlü bir japon kızla evlenmişsin sana bu mektupla sayonara demek istedim sayonara sayonara sevgilim 21/Haziran/2012/Perşembe/Bodrum Yüksel Nimet Apel |