LİLA (12)
Özlemeyi özledim Lila,
hiç kalmamış içimde bir hasretlik, ne varsa görmüş geçirmişiz işte, biraz varlık biraz yokluk. gerçi gördüğümüz varlıktan ne olacak veresiye yazdırmamışızdır , topu topu on beş günlük. Kar kaldı takıp takıştırdığımız, homini gırtlak tıkıştırdığımız çam diplerinde, deli adamın mangal ziyafetleri. Ah be Lila geldi de dizildi gözümün önüne kuzu pirzolaları, baharatlı baharatlı, deli meliydi ama Allahı var eli açık adamdı, zaten yoktu kurtarır bir dalı. Birde becerebilseydi ateşe iki odun atmayı, arap bacıya döndürmeden mahalleyi, öldürmeden açlıktan çoluk çocuğu. Gerçi gözümüz tok bizim, asillik kalmış biraz babadan ,biraz dededen, biraz kıyıdan ,biraz köşeden birazı sokak lambası nöbetlerimizden. Kulakları çınlasın kestane kurtlarının, az işitmedi küfürlerimizi, yakarken sıcaklığı midemizi, hay ben senin öpeyim gözlerinden, gözlerinin içinden. Ne gülerdik be Lila, ardlarından en son düşüverdi yirmilik dişlerimiz avuç içlerimize, işlerken bir kese kağıdında ilk cinayetimizi... Şecaattin’e de borcumuz çabası |