Ey vaktine erişmeyen umut, sukut et unut…Vaat edilen umut niye aman vermiyor Salıverdiğim nefesler hicranımla hesapla bedelleşiyor Ruhumun azadeliği yüreğimi burkarak, sineme hasreti yağdırıyor Dil susuyor, kalp konuşuyor, gözler mecalsiz ufka bakıyor Her attığım adımda gözüm kararıyor Göçtüğüm mekânlar artık nefesimi bırakarak ağlıyor Bilmem ki geriye ne kalıyor, ne bir ses ve ne de bir eser bağlıyor Ruhumun bizarlığı korkutuyor, hesap kalbimde başkalaşıyor Yalnızlığıma avdet eden yârin sesi Ruhuma şevk bahşeden busesi, edebiyle o aziz nefesi Sanki kalbime vuslatın payesiydi, fakirliğime hamiyeti eğledi Çekildiğim sessizliğimle onu andım Bağrımın yangınlığında ve hıçkıran umutlarımla ağladım O an ve geçmeyen aşkı zamanda bilmem ki ne kadar dağlandım Dalgındım, dalgaların serencamında hicranımı yudumladım Hüznün feyziyle ellerimi sahibe açtım Ağladım, durmadan yüreğimi açarak yangında adımladım Acizliğimle ve dilimin sefilliğinde halimin fakirliğini Rabbime anlattım Gönlümü aç, çilede inkişafı ruhuma kat nefesimi sürurlandır Dinmiyor elemin furyası kalbimde Bilmem ki daha ne kadar refakat edecek bu sefil halime Hani o iştiyakla bıraktığım kutlu umutlarım hala nasibi hak seferinde Ömür sahifemde, nefesin göçü haşyetiyle, mizan hazin halimde Bir nazar eğleme artık nefes bitti Sürur kalmayınca kalbimde şevk tükendi ve sessiz gitti Beyan edemediğim meramım ve mısralara yazdığım yangınlığım hissedildi Gönül ummana yöneldi, derdi gamını hicranıyla ona döktü Mustafa CİLASUN |