D A Ğ L A RDağlar Gurbet, sen değil misin hep yolları gözleten? Gitmiyor işte s ı l a, bir nebze havsaladan! Bu hasretlik değil mi, buram buram özleten? Ses gelmez, bir çıt bile çıkmaz hattı baladan... Kim geçti önümüze, yolumuzu kim kesti? Şu karşı ki dağlardan buz gibi rüzgar esti! Oysa, tüm beklediğim, sımsıcak bir nefesti; Ay ne ki, yıllar geçti, haber gelmez sıladan; Yaran ile arama taş duvar ören dağlar... Hasret burnumda tüter, yok ki hiç gören dağlar! Hani, var mı bir haber salıp da soran dağlar? Ne anladım ki şimdi sanki bu hasıladan? Çıkın aradan dağlar, ben sılama varayım! Geçecek bir yol mu var, daha kaç yıl arayım? Ellerim gökte kaldı, ya nice yalvarayım? Çıkmadı mı ki hala ruhsat Hak Tealadan? Antalya-2013/11 TDK: havsala: kavrama, anlayış, akıl, iz’an... hattı bala: doruklardan geçen çizgi, göz erimi... ruhsat: izin, müsaade... hasıla: bir işten elde edilen sonuç. Halil Şakir Taşçıoğlu |
halil hocamın kalemine yakışır
kutlarım hocam