Beyhûde Avutma Gönlünü Gardaş !Ne bacı, ne gardaş, hepsi yalanmış, Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Kimisi çıyandır, kimi Yılanmış; Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Akraba, Akrepçe, iğnesin sokar, Sen şurda paralan, öteden bakar, Düşmân oku değmez, can sözü yakar; Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Hele ana baba, düşmâna kozsa, Zor mu düşmân gelip, bendini bozsa? Deyip;"Mevlâm yeni bir kader çizse!" Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Sen Hakk’ı dosdoğru, kalpten bilince; Neticede ihsân gelir hâlince, Göçer öte yana, vaktin gelince, Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Üzülme dert etme, olacak olur, Su akar sonunda, mecraın bulur, Hor görenin başa, gördüğü gelir; Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Deme; Emmim, dayım, sülâlem kör mü? Boşmuş hepsi inan, tırnağın var mı? Var kaşı başını, bu kadar zor mu? Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Nizâ-yı Habil’le, Kabil’den beri, Bu fitne sarmıştır, gökleri yeri, Hakk düzeltir ancak, gönülden körü; Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! Ozan İlo senin, derdini bildi, Üzüldü bundan da dersini aldı, Sanma kulu yeren, ebeden kaldı; Beyhûde avutma, gönlünü gardaş! 02.01.2008/12.16 |