KAYIP DÜNYALAR
Kayıp Dünyalar
( sahipsiz gençliğe ithafen) “Sorsalar; “bunlar kuzu, kim emdi iliğini”? Üç yalancı şahitle akbabalar aklanır İspat edene kadar tilki tilkiliğini Postu sırtından gider, derisi tabaklanır” Ortada bir ölü var, el atın ey ahali! Başımıza diz lazım, omuzumuza omuz Esir almadan bizi maddenin duman hali Yakılmadan sokaklar, satılmadan ruhumuz Çağın çözülmez(s)iyiz, yok olmaya kurulduk Dünyası ipotekli, canlı cenazeleriz Boynu bükük başağız yele erken vurulduk Biz bize harman olur, bizden bizi eleriz Serseri yağmurları bastırır tek nefeste Zemheri ayazından soğuk gülüşlerimiz Turna yavrusu uyur gece zümrüt kafeste Sabaha unutulur pejmürde düşlerimiz On yaşında pişeriz, on birde fişleniriz En pişkin yanımızı köze maşa yaparlar İşleyen ışıldarmış işleriz, işleniriz Suyolu ettiğimiz demir kapılar parlar Potansiyel suçluyuz yıldırım düşse, düşün Çelme takmışız gibi üç gün sorgulanırız İstiklal mahkemesi cumhurun hükmü, peşin Önce idam edilir, sonra yargılanırız Üç beş gıram kubara kiralanmış elleriz Gölgesi mabedimiz kim varsa yanımızda Bir paçavra uzatsa onu bayrak belleriz Militarist sevdalar depreşir kanımızda Bukalemun oluruz, onlar nasıl isterse Ödünç fikirlerimiz evrim geçirir evrim Gündüz akşama kadar faşizan sloganlar Bir nefeslik esrara, sabaha kadar devrim Her hatanın bedeli hak ettiği kadardır Çoğu zaman delikte açarız gözümüzü Oysa insanoğlunun özünde insan vardır Belamızı buluruz, bulmadan özümüzü Her an soğuk bir demir bekler şakaklarımız Ya da beleş bir sicim sır eder gerçekleri Bütün, bütün çıkmazlar bizim sokaklarımız Bir biz biliriz birde kaldırım çiçekleri Şefik Tiryaki |