" işin aslı "Deniz’i ve martı’yı senin bakışlarından çalarken Hiç yüzüm kızarmadı Bir gün gelirsen İstanbul gibi kok Ve sıvazlayarak kız kulesininin bütün ıslaklığını Harçlık niyetine sol cebime koy Benim saçlarım buğday başaklarından Alır rengini Bir Asya türküsü söyleyerek yürürüm Erciyes öfkelendikçe şiir tükürürüm Nasırlı suratına bu şehrin Kimse sahiplenmez yalnızlığımı Gözyaşıma karışan çekingen yağmurlar gibi Küfretmeden sus Bildiğim vakidir kimseler bilmeden daha Suya ağıt yakılmaz Teneşirde okşanmayı bekleyen kır düşmüş saçlarım varken Yağmurlar ıslatmıyor artık Kar yağınca üşümem gerek İnadına özlemeyeceğim seni, İnadına hiç sevmediğim gibi Bakışlarından korktuğum karanlık yarasalara benzer de Ben, başımı kaldırıp hiç bir yıldızı koklayamam Ay ışığını alıp götürdüğünden beridir annem Ve sonra senin dizlerinde bıraktım Bildiğim bütün ninnileri Ya sevmeseydin beni, Ya öpseydin göz bebeğimin şımarıklığından İşin aslı, Susunca sen de ölebilir misin benim gibi ? Uytun ......... |
İnadına hiç sevmediğim gibi''
Kim inanır ki bu yalana , ölüler mi..?
Uğruna susmayı ve ölmeyi göze almışsa bir yürek ,çok şeyi çok önce söylemiştir aslında ..Ve der ki şair ; daha son sözümü söylemedim ama yoruldum.....Ve bu yürek kolay kolay susacağa benzemiyor..
Hiç susmasın yüreğiniz,kelamınız ,kaleminiz.....