İçime Bir Hicap Doğar
Hiç bir zaman gerçek olamadım
Gerçeğin çıkardığı berrak sesten korkarak Bir başak sarısı Doğuyordu içime Toprak sarıydı Ve kahverengi Masmavi sonsuzluğun bel ağrısında Tüylerim diken diken olmuştu O göl kirlenmişti Ben yıkanmıştım Ecinniler ve perilerle Tütsülendi zaman... En son hangi köprünün orta uçurumunda saçlarını yıkadın Hangi çıplak hayasızlık sendeki birikmiş bedenleri yalımında kahretti Kör oldum iyi mi Göz gözü görmüyor Ellerim boğazımda Gözlerimdeki altın suyuna batırılmış saçlarımın Gözleri çekik katili Hiç mi yok sende bahar Namluda irfan ne arar Çek ütopyandaki tetiği Kan damlayacak Kan damlayacak Kan damlayacak Hiç bir zaman gerçek olamadım Şöyle bir gerinirim Ölümün mavi şafağı Ve nalları yıldız gibi ışıldayan pegasuslar Sallapati geliyorum Pijamalarımla Yabani terlikleimle Ve tanrının huzuru Bende muzip bir gülümseme Fonda Ahmet Kaya Rakı balık peynir ve tütün Hacı bektaş’da var Bu deruni örgütün bir adı da var Yalnızlar! Hiç bir zaman gerçek olamadım Gerçeğin sıtkında sıyrıldım Aşkı yakalamıştım Aşkı yakalamıştım Aşkı yakalamıştım Ama gel gör ki yok yere çabaladım Neyleyim gelmedi bahar Şimdi Gerçeği dişlerimle ısırdım Kalmadı bezim tarağım Tığ teber Şahi Merdan Ahhhh Azığım Dersim’in bozkırlarıdır Üçler,beşler,yediler Diye uzayıp gidiyor Hiç bir zaman gerçek olamadım Gerçek erenlerin renginde yasak aşktım Bir sarrafım olmadı ya da bezime nakkaşım Bir ırmağım olmadı ki yosun tutsun saçlarım Masumiyetin Hakkaniyetin Adaletin ırmağında Ebebeynlerim var Hiç bir zaman gerçek olamadım Şimdiye kadar |