YANIYORUM
Can cânana esir olmuş, gözüm bir şey görmez iken
Kahretsin ki şu an bile yüreğimi sınıyorum Bağ perişan, bağban sefil, sunduğuysa sâfî diken Çabalarım hep nâfile, kurtulurum sanıyorum Önerseler, yâri unut, cennetine var, geç, senin Ölümsüzlük şerbetini altın kaptan al, iç, senin Teneşirsiz ve kefensiz, haberi yok hiç kimsenin Bir tas zehir zıkkım ile ben kendimi yunuyorum Sevda böyle bir şey imiş, acılar var hamurunda Yuvarlanıp dibe battım, hasret denen çamurunda Yankılanır döner sesim, bilmem kimin umurunda Hedef zirve, çıktım yola, dik yokuşlar iniyorum Bakmadığım yer kalmadı, kapıları aralayıp Sanılmasın mola verdim, tek nefesçik duralayıp Unutmayı çok isterken medhiyeler sıralayıp Rastladığım her bir kula, neden onu anıyorum Ya ben çâre bulamadım, ya da kader istemedi Düğümlendim, çözüm nedir? Kime sorsam “Var” demedi Yorgun düştü ayaklarım, daha öte gidemedi Çağırıyor zâlim sıla, boynu bükük dönüyorum Kaderimin ağlarını ilmek ilmek ören sensin El anlamaz çektiğimi, hâllerimi gören sensin Bu garibi çölden çöle takdirinle süren sensin Adıyla kavrulan dile su ver Mevlâ’m, yanıyorum Mücella Pakdemir ZEMBEREK KAÇKINI SAATLER - şiir kitabımdan xxx |