GÜNEŞİN GÜNÜ
bu gün sislerin üzerinde gizem oynayan güneşin günü
şehrimde ılık bir sabaha uyandım... kasım gidiyorum şarkısını fısıldıyor biraz benden biraz da senden bir şeyler götürerek... burnum sızlıyor yar hasretinden direk direk hayal hanemde cemalin ile sevişerek... fütursuzca kıyımlardayım hala nöbetindeyken pervasızım biraz ,biraz da cibiliyetsiz gidiyorum ben de kasım efendi,meraklanma ne tapum var ne de dünya yansa içinde bir bağ otum... girizgahı bozuk bir eserin banisiyim,derme çatma ha geldi ha gelecek la havlesinden maeda... illa o diyerek ömür tükenir mi diyenlere inat... sancılar teferruat,sanrılar gerçeği izahat, tanrılar ise çılgınlık peşinde, histeri ve menfaat... gözlerde makyaj,zihinlerde peruk gönüllerde yapay mutluluk... insaniyet donuk beşeriyyet altın çağını yaşarken yarı tanrılar ebediyyet şırıngasını zerkediyor... ah mauro mira; ih möhte dir!.. son nerde sonsuzluk nerdedir? belki senin, belki de benim şehrimdedir... ah ki ne ah, cemal-i mahım ;hardadır hubbu cahım!... sağ yanımda gözü yaşlım,solumda saklısı fizahım... ah çerağ men eyle cevherini azerin yoksa kör olacak nurundan,neferin... efendiler; en şedid hücumlardan bizar olan memaliki osmaniyye bir nasihat bir ibret olmuştur ati denilen şimdiye!.. atisi olmak varken adisi olmayın kat’a ve kella birlikten ayrılmayın... bu gün,sislerin üzerinde gizem oynayan güneşin günü!.. kimi ışık alır ışık saçar onunla kimisi hala aşıktır karanlığa... o güneş ki alan için karanlık ta dahi ışık olur o güneş ki nasibsizin zıddında pek şık durur... şehrimde ılık bir sabaha uyandım biraz maziyi andıkça yandım ha yandım.. illa o diyerek ömür geçer mi diyenlere inat diyeceğim elbette ve edeceğim son rehberi yad!... tanrıları kutsarken gözler ve hevesler onların hükmünü bitirmiştir o kutlu rehber!.. putları yere devrilirken yarı tanrıların soyları tükenmedi hala kökü kuruyasıcaların... |
bu kalem bunu güzel yapıyor..
kutluyorum kaleminizi saygılarımla