saklanmayı bilen saklananı da bilir
de hele bana
şimdi ve ertesinde aklım devrilmez mi ellerine içim böyle kul ağrısıyken kırkın bir kırığı kırılsa da ot ve temyiz hakkı şerden Şeriata uzar uzuv ve Rab sakini kul mütevazi dingin bir secdeden uyanıp sokulur aramıza ve sen Süleyman tamda orada o kısık ilhamda tutuştur soluğumu o mir ve halim bir kaç harfi közlüyoruz bir cümle ile tut, yut çağla beni pakla ruhumu bu söz ikrardır saldır salgındır ilmine dola beni dilsiz dervişine sar, san bir akıldan bin akılsıza koştur beni dur yutkun söndür beni kısılmış iki göz tabağı ve içinde ay kulu yönden çevir beni eyle eyle de şad olan bütün ihtiyari aşklara duy, soy beni uyumak gerek vaktinden öncesine her vardığımda yor ve yol çıkar benden büsbütün göğsünde korkuyla kalkarak sen it hamım kavuk şeyhlerin vebali zaman ihsan i ve tanık yok, tok direnmiyorum mirim susuyorum o vakitten öncesine kadar kana kana içiyorum tövbesi na mümkün nefsimi şimo |
.