İstanbul Seni (5)
"Küre Isınması"nı bilsende, bilmesende
yada bilmek istemesende; "- Atmosfer’de Delik mi var be? Ozon da ne? Haydi Canım sende!" deme bana İstanbul. (*) de; "- Bana ne!" Öğrenme-bilme! ayıp değil ama; 14 Milyonluk Bilgenle, Komik olma İstanbul! Bana mı yani; Fokuşama’da olan Deprem? Suya-Havaya-Toprağa karışan Öldürücü Işın, ve çatlak Silolarda saklanan Radyo-Aktifli-soğutma Su artıkları? Haydi Çernobil’i unuttuk! Ya Japonyada Patlayan 3 Atom Santralı? Bana mı yani; Filipin’lerdeki Orkan? Yüzbinleri Evsiz-bırakan 4 bin Canlık Katliam? Bana mı yani; gittikçe artan Zelzeleler, yıkılan Evler? Yüzbinlerce Kilometrekare yanan Orman? Deniz Seviyesinin artması, Su basması? Bana mı yani; Kutuplarda çözülen Buzlar, Dağ-Tepede eriyen Buzullar, İklim kaymaları, aşırı Yağmurlar? Seni sevdiğimden kendime Yar edip Kolunu koparttırmayım diye, Bertol Brecht’çesine saldım-bıraktım Elini. Gücüm yetmedi inan; Kuyunu Kazan, oturduğu Dalı Kesen İçerdekilere. "Seviliyorum!" diye; büyümeye zorlatma kendini! Ne içine çek, nede üz beni; Bir Kanser gibi büyüdüğünü görmeye. Aferin! Birçok Avrupa-Amerika Metropol’ünü geçmişsin, beni dinlemeyen Dünler Eğlence yapmış seni "Köçek gibi" yani. Aldatıp-girmişler Koynuna, doldurmuşlar içini dahada sokacaklar hala; İnsan, Metro, Marmaray, Oto Yol ve Araba.... 3 Asma Köprülü Yolla Sıkmışlar Boğazını, niçin? Seni sevdiklerinden canım İstanbul, senden vazgeçemedikleri için. Seni seven ben, seni sevenleri senden de daha çok sevdiğimi bilmeni isterim. O nedenden; "- Kimseyi zorlamadım. Onlar kendileri geldi!" de deme bana; Böyle çılgınca Tenkit-Küfürle Öğüt’lediğim için seni, affet beni İstanbul! (*) İstanbul Seni (4) Şiirini lütfen okuyunuz. |