Adamın Kadını
Adam/ın
Koca koskoca bir alem içinde Bir zerre iken bulmuştum seni Üşüyordu yüreğin Zamana tutunmuş bir rüzgar gibiydin Öylesine hırçın ve öylesine narin Saçlarında kirlenmiş yağmurların şakayışları Tel tel hasret türküleri yakıyordu toz pembe düşleri Ellerinde, dizlerinde dövülmüş ümitlerin yanık izleri Gözlerinde ne kadar ham başakların asiliği olsada Yüzün günebakan çiçekleri kadar vefalıydı aşk’a Tuttum ellerinden dudaklarında gül tutuştu Güneş gün orucu tuttu hicabından Yüregime tutulmuş bir rüzgar gibiydin Ruhuna iliştirdiğim merhabalara tutunan Bizi ayakta tutan varlık sebebi olan tek bir canla Koca bir ömrü sırtlamaya hazırım omuzlarıma Senin için yüreğime bir tabela astım ’Yalnızlığımı avutacak yar bulundu!’ Ey kalbimi avuçlarında taşıyan kadın ! Ya yüreğin masal ülkesinin masmavi başkenti olacak Yada soguk suların teninde ılıklaştığı merhamet membaı İçim sıkıla sıkıla ezile-büzüle senin sevdana sur olmadım mı? Geçmedim mi olan şeylerin olmayacağı herşeyden Verem eden şiirlere kazıdım adını mısra mısra Tanınmayan gözlerime sürdüm hayalini Seninle hayat buldu gördüklerim Yürürken yeşilçamın klasiklerini sahneledim hep ikimizin hayal evinde Ben seni göğün bulutsu sancıları gibi, gözlerimden akan damla damla yaşta sevdim Denizinde yüzen bir yürektim ben Şimdilerde dalgalarınla kıyıya vuran Ben seni bir ala ceylanın avcı tutsağına düşmüş bakışlarında ki acziyetinde sevdim Beton direğin yanında betonlaşmış dünyaya nispet yapar gibi ışıl ışıl aşk saçan kadındın benim dünyamda Yeşil elbiseli cennet kokan kadın ’Ben seni çok sevdim kadın!’ dedi ve sustu yüreğim... Kadın/ı Sen fatiha da, her ayet sonuna durduğumda Dört elif miktarı aldığım nefeste ki cömertliktin İtibar edilen sözün ardında duran şereftin Ve gülüşleri yüzüne ve gözüne fazlaca yakışan adam ! Gidişlerin istikametinde gözlerimi diktiğim en son durak Sağ işaret parmağımı ayağa kaldırıp ’işte aşkına şehadet ettiğim adam!’dediğimdin Labirentinde kaybolduğumda dünyanın Karşılardan yaktığı ışıkla bana yolumu gösteren neferdin Çöle düştüğümde adını sayıklarken, biriktirdiğim kum tanelerinin ismiydin Kara çarşafla üstü örtülen gözlerimin, peçeler ardına gizlenen bakışlarıydın Ey’Açmasaydın yanmazdım’ dediğim sözlerin sahibi adam ! Her ’Seviyor musun?’ dediğinde Saplanan hançeri tutan ellerdin Ey ümitsiz hayatıma onur mührünü vuran adam ! Martın on sekizini itina ile deviren bedenimin Can taşıyışının sevdiği kaderdin Keşkeleri almazken dilime, Çaldığın kalbimin çeldiği aklının saçına düşen beyazdın Güneşi görmeyen çocukluğumun beyaz kağıt köşelerine çizdiği güneştin,ışıltısını ruhuma bahşeden ve her ağlayışımda gözlerimden akanlara sebeptin Tüm itiraflara rağmen, derince bakıpta sis çöken gözlerimin koyu rengiydin söyle söyle de Hala toprağı sevdiğimin kanıtı olan vucut rengimin beyaza dönüşünü izle Kaskatı kesilişimi izle Yalansa söyle Söyle de Ya mühürle gireyim kalbine Ya da kefensiz toprağa ’Ben seni senden daha çok sevdim.’ dedi ve sustu yüreğim... zeynn & M.K |