Vedalardan Kırılmış Bir Sevdaydı
Elinin aleviyle uyanan bedenimin iniltilerinde
Doru bir kısrak su içerdi, günahı hiç tanımazdı Yüreğimin kanatlarına tutunarak sürekli gülerdi Aşkın dallarından sıçrardı, kanatlanıp uçamazdı. Dudaklarının kavıyla titreyen içimin dalgalarında Yaşlı bir çınar üşürdü, sevdikçe aşka dokunamazdı Ömrünün bekleyişlerine sarılarak geceleri kanardı Yaprağa sarılan çiy gibiydi, hüzünsüz günü olmazdı. Sürmeli sızıların yoksulluğu tüterdi toprak damlarda Coşkulu bir kadın iç çekerdi, uzaktı yollar, gidemezdi Yağmurlar damlardı şakaklarına, mevsimlere söverdi Uzanarak gecelerin kahredici yalnızlığına, aşkı yazardı. Fermanları yırtılmış bir hayatın kirletilmiş destelerinde Şans kartlarını hışımla karardı, hep kupa kızını düşlerdi Acıyla barışık hüzzam bekleyişin çürük çatılarına tünerdi Üşüyen ellerini ceplerine sokarak, dağlardan düze akardı. İlençli bir yaraydı göğsündeki, başından bulutlar geçerdi Paslı gönlünde bir ceylan gezerdi, kahredici bir gerçekti Daldıkça derinlere, mevsimler kurşun olur içinde sekerdi Vedalardan kırılmış bir sevdaydı, yapayalnızlığına ağlardı. Selahattin Yetgin |