O TOPRAK GÖZLERİN
"seni ardımdaki zamanda bırakıp gidiyorum
sınırsız ve sonsuz bir mekanda düşlemek için..." beni bırakmazdan öceydi/ayın bir büyü sonsuz asılı o orijinsiz zamanda her şeyin o gölge renkli firari ve seyyah siyahi anlarımızda bir bukle huzme sanki yüzünü hüzünlü ölümlerden gizlerken anımsarsın belki tüm anların katli vardı peşimizde öylesine silme, hafifmeşrep yüzlerle derya yurtlu ejderha vardı kuşatma orduları o derin bizde hayatı öldüren gerimizde ama ilerde hep ilerde o tutsuk gözlerin beni bırakıp gittiğin/öylesine mihrabı halaylı,alay-alay yalımlarla omuzlatıp kendini o savaşın anaforu içinde eski tanımsız tanrılara adaklar sunar gibi son sunak taşına bıraktık seni sonsuz sunguyu yazmak için bir boyutu yitik yaylı mekanın uyku oklarının yaylımı içinde beni bırakıp gittiğin ...bırakıp gittiğin ...gittiğin beni bırakıp gittiğin o çıngırak saklı karanlık gerili gecenin zemherinde ve yürek zeminin de tepirdiğin tanrısal toy tayların zamanın durak peygamber söylenceleriden daha kutsal diz çökümü yalnızlığıma ve yanlızlığımın kalabalık zehir zemberek sakladığım bitmesi bir masal olan o toprak gözlerini beni bırakıp gittiğin an,sanki ...bırakıp gittiğin an ...an sanki şimdi Şevket TEKİN |
Başarı mutluluk ve esenlikler dileğimle