Kalkın uzaklaşalım bu gri gökyüzünden Kaldırımlar batmasın kalbimizin göğüne Uçun kısa ve özlü cümlelerle içinden Şehrin gürültüsünden yayla türkülerine
Hücresine kan dolmuş bir mahkumun ahıdır Bu dünya dediğimiz mavi ve soğuk nesne Kovulmuşlar hükmünde şeytan ülke şahıdır Bilinmez nasıl cennet acep cehennem nere
Bir masaldır söylenir yıllar ve yollar boyu Aşk imiş cihanda tek gerisi boş laf imiş Şu duyup gördüğümüz aşkın suyunun suyu Onun meskeni rüya ya da belki kaf imiş
Isırsın gözlerimiz bir yerlerden bu resmi Kibirle oynayalım oyunumuzu artık Zaloğlundan kavidir egomuzun cüssesi Oysa halimiz bitap üstbaşımız hep yırtık
Zamana iki yerden yaklaşıp toslayanlar Birin içinden birin dışarıdan ölürler Dünya zemherisine aşk ile hohlayanlar Ölmemek neymiş belki sade onlar bilirler
Uzayalım göklere bulutlarla oynaşıp Ondan bir ötesinde teslim olalım aya Mağaradan çıkalım sular ile kaynaşıp Eksik olan tamlanır dileğimiz bir Hay’a
Eski akıllarımız şimdi yaya kor bizi Yüksek sandığın alçak çukurdur dağ dediğin Eski aynada zaman emip gençliğimizi Önüne koyar bizi ömür denen gediğin
Cümle cihan dâr olsa ona sığmaz boynumuz Böyledir nefis devi keloğlanı şah eder Yıldızsız gökle dolu yenlerimiz koynumuz Ah işte böyle gelmiş bu dünya böyle gider
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.