YALNIZ KALAN YALNIZLIKYazası geliyor insanın kapısına, Lütfen girmeyin/diye/Yalnızlığıma Öylesi bir kez açılmıştı kapım şakayla Zehir etmişti güzelim yaşamımı bana... Ölümün harcını ilk o koymuştu Gönül kapımın eşiğine usulca, Ve zavallı etmişti beni bana ! O günden sonra… Önce uslu uslu, Sessizce girip gönlüme kuruldu Yalnızlığımın odasına. Ben de birden heyecan tavan oldu ! Neredeyse yalnızlığımın kalbi duruyordu ! Ne bile bilirdim ki, Müstakbel katilimin o olduğunu ?... Yeni bir ben başladı, ben de Girdiği an da içeriye Yalnızlığım da bana tavır koydu, Ondan taraf oldu Ve “Issız adamlığı” bana layık buldu... Ama kalmadı yalnızlığımın yanına bu ? Lakin o ikimize de yar olmadı Bir kere kafısına koymuş bulundu sevgili yalnızlığımı da, beni de, Yani ikimizi de kapı önüne koydu… Bir “Merhaba”sıyla ateş almıştım Küle döndürmüştü yaşamımı, Açar açmaz ona yüreğimin kapısını Oysa, Öylesine güzel bir yalnızlığım vardı ki, Hiç aklıma gelmezdi; Bir gün beni bu denli mutsuz edeceğini, Eski yalnızlığımın da terk edip beni, Onunla birlikte gideceği… Belki de böylesi daha hayırlı oldu Girdi içeri kurumlu kurumlu, Gelmedi bir türlü yarattığı yalanların sonu. Bir de arkama baktım ki, Arkam da bir sürü gölge topallayıp duruyordu, Benden koca koca ben’ler kopmuştu !… İkiye böldü beni benden Yalnızlığım da gitti ya peşinden, Geç farkına vardım Kendimi çalabileceğini kendimden Bir “Hiç gibi” bırakıldığımı geçte olsa sonun da anladım Ve orta da, koskocaman bir HİÇ’le orta da kala kaldım… Dört yanımı zifiri hüzünler sardı Yalnızlığımı da onda kaldı Ama kendisine de olmadı Ne onunlayım şimdi artık, Ne de yalnızlığımla eskisi gibi Tüm duygularım linç edildi ! O aşkını kursağıma tıkayıp gitti… “Yalnızlığımla’da” işim bitti. Sizin anlayacağınız yani, Ben tam bir “HİÇ’im,” artık şimdi ! Açıldıktan sonra yalnızlığımın kapısı Gönül gözüme mil çekildi sanki, En güzel duygularım da murdar edildi Alıp başını vedasız gitti. Eminim bayram etmiştir gayri, Hem vefasız, hem yalan yüreği !... Birlikte oluruz sanmıştım tek can’lı Güya canımın yanın da kalacaktı Bir de onun canını Sularken kurak rüyalarımızı, Mutluluk gücümüz artacaktı. Tenha bir Pazar akşamı, İçimde kendine ait ne var, ne yok topladığını sandı Sonra da sırra kadem bastı !.. Yazacağım kapıma; “Dikkat ! Girmeyin ? ”diye oda ? Dokunmayın /diye/ Yalnızlığıma …” Ne kısa bir Aşk’mış meğer kendisi Ne vefasız bir “Yalnızlıkmış” benimkisi Unuttular ben bu seven efendilerini Firar edince aynı an da ikisi, Hepten bir “HİÇ’liğin” derinliğinde buldum kendimi…. Kilitliydi yalnızlığım kapısı önceleri Kırdı tuz buz edip bir vefasız yürek, Beni didik didik çokgenlere bölerek ! Ve uçup gitti çok uzaklara terkederek Yüreğime bir dilim acı sevda sürerek !… Beni sonun da “Deli” edecekler Kendiyle birlikte firar eden o gözler Yalnızlığım yok, sen yok, ne bilsin eller Ne bilsin kader deyip geçenler; Bari yalnızlıklarının kıymetini bilsinler, Dilerim benim gibi sevenler !... Bana her günüm zindan edildi Delicesine seven böylesine bir yüreğe, “Nefret’in ” tüm elbiseleri zorla da olsa giydirilmek istendi Ve sonra da yüzüstü bırakılıp terk edildi... Girmesin bir daha kapımdan içeri Görmesinler ne haldedir yar kişinin eseri, Bilmesin kimsecikler hiç nasıl eriyip tükendiğimi. Ben “HİÇ” olmuşum zaten ki ? Kaşımasınlar yaramın görünmeyen derisini !... Kazara hatırlayıp da girerse, O yar bir gün yeni yalnızlığımın kapısından içeri, Sadece toprağın altın da olmaz intizar sesleri Her anıldığın da onun gibi candan sevenlerin hayali, Dile getirirmiş toprağın altındakinin olsa bile cesedini ! Duymak istersen ziyaret edersin vefasız sen belki, Aşkından orada talihsiz yatan bu bedeni... İ.Hakkı Gürcanok MERSİN |
Bir yalnızlığım, bir bendik şimdiye kadar.
Ne güzel geçinip gidiyorduk kendi başımıza.
Ve bir gün sen çıkageldin, girdin aramıza.
Sırrımıza sırdaş ,karanlığımda yoldaş oldun.
Aldın beni benden, yalnızlığım yalnız kaldı.
Ve kavgam seninle !
Dayanabilecek misin?.
------------------------------
demek geldi içimden. tebriklerimle.