BUZUL DÜŞLER
Güneşin mesaisi biteli hani oldu
Bir buluta binip gitmiş kimseye sormadan En son batıda virane bir kentinin damlarına uğramış Çilingir sofralarının vazgeçilmez tabak tablosu ise gökte Tırmanmış yıldızlara, yaşlılıktan eli belinde oflaya puflaya Birileri bilet alıyor iki sevda kişilik, tek yöne Adı farketmez tepeden çıkacaklar mehtaba İzliyorum... Ayağımda ağır hüzünler acı yüklü acıtıyor tabi Ağır ağır, düşe seke yürüyorum düşlerimde Sarhoş bir rüzgar, sırnaşık bir kedi gibi sürtünürken Farkında mı bilmem, derin kesikler atıyor boynuma Birinin hayalleri kırılmış şu köşe başında belli Oksitlenmiş gül kokusu bırakmış ardında, bir de not zehir dilli Şu kaldırımda da üstü yosun tutmuş Seksekler, Yakartoplar Ağlıyorum... Sevgi sözcükleri kısaltılarak kullanılıyor artık buralarda Buz mavisi bu kentin kırıta kırıta kıvrılan sokaklarına düşen yağmurlar bile Eritemiyor buz yürekleri, ilkel, fosilleşmiş, buzul düşleri Rimel akıtan, makyaj temizleten, havlu ziyanı sadece Suni topraklarda büyüyen çiçekler neredeyse taklitleri kadar kokuyor sadece Bir ummazlık, bir aymazlık, bir de görev icabı insanlık Ortaçağ salgın hastalıkları gibi çökmüş bu buzdan mavi buzul yürekli kente Çaresi olan ama ilaçları rant diye satılmayan, talebini kaybetmiş Geriye bir tek "hastayı kaybettik" kalıyor timsah gözyaşlı Islanıyorum... Yürüyorum...kilit taşlı buzul düşlerde Zihnimde gramafondan çalan bir şarkı var Plağı tam nakarat kısmında çizilmiş takılıp duruyor Adımlarımı ritme uyduruyorum Beceremiyorum... Buz mavisi, buz yürekli bu kentte Melodiler buz tutmuş zihinlerde Artık havlu ziyanı yağmurlar bile Eritemiyor buzul düşleri... Buzdan mavi, buzul kentte Üşüyorum... Önder Adem |
Melodiler buz tutmuş zihinlerde
Artık havlu ziyanı yağmurlar bile
Eritemiyor buzul düşleri...
Buzdan mavi, buzul kentte
Üşüyorum...
sıcacık bir şiir..
sımsıcacık düşler diliyorum ...