AY'a
Hep izlerim gözlerimi kamaştıran güzelliğini
Ama çoğu zaman kaçıngan bakışlarla Yansımanı izlerim karanlık maviliklerde, diplerde Ulaşılmazsın bilirim... Tutamam ışığını, yutamam da... Hep bilirim ne zaman çıkacağını ama Ben istediğimde çıkmazsın, vakitsiz görünmezsin... Bazen bir bulutun arkasından seni beklediğimi görsen de Görünmezsin... Maske yaparsın onları... Fırtınalarında kumlarının altına gizlenmiş geçmişine bir maske... Kimi zaman yosun tutmuş sevdaları aydınlatırsın Kimi zaman da rakı balık masasında bir tablo olursun Bazen güneşten ödünç aldığın kızıllığı gösterirsin aşıklara, hediye niyetine... Bazen de kasvetini yansıtırsın melankolik yüreklere hırçınca ve acımadan Ama o gel-gitlerin yok mu? Bir meydan okursun dünyaya, bir kaçarsın hayattan Kumsala vuran deniz yıldızı olurum işte o an Hasretle bir gel’i daha bekleyen, maviliklere ulaşma umudunda Kurumaya yüz tutmuş sarı yeşil bir deniz yıldızı Tam da kaderime razı gelmişken, çıkarsın bulutların ardından Ve bir sonraki git’e kadar yine beklerim her karanlıkta sabırla Ben senin ışığına hasret sen bile haberdar olmazsın sevdamdan, Ben güneşe meydan okuyan kızıl akşamlarda seni beklerken Yüzüme vuran yansımalara aldırmadan Ve umursamadan maviye gömülen kırmızıyı Ben gitmelerinden korkan ama bir türlü gidemeyen kendinden Ben imkansızlıklara inat yel değirmenlerine karşı Don Kişott Ben yolun ortasında, hayatın kalan yarısını nafile bekleyen bir Dante Ben ulaşılmaza yelken açmış ve Poseidon’la savaşan Odessa Sen dingin sularda yansımasını izleyen Narcissus... Dipsiz kuytuluklarda seni arayan Echo’dan habersiz... |