LAGAN AHMET ( 3 )-Trajı-Komik bir hikaye
zaman kimine puşt...!
kimine kanatlı bir kuşdur gibidir tutturamazsın uça uça akar gider anlıyamazsın hani masalda derler ya...! ’evvel zaman için/de zaman zaman için/de’ Ahmet ondokuzluk yavuz subay adayı sağın/da lagan gözün/de vatan son günlerde bir hal olmuş Ahmet/e sınır nöbetci kulubesinden bakar gün gün dalıp gider uzağın uzağına duman renkli , duman olmuş vatana hatta şirası çalınmış üzüm cıbra posası gibi kül olmuş...kül renkli insanlara, sonra....!.. boşalır gizli gizli damlar avuçlarına kimbilir...! belki de cenneti bir türlü getiremiyen sosyalizm/in yarasıdır tetikliğen Ahmeti gelirken maki kuru çalıların doluşduğu sıska demir pasılı o vucudu unutmuşcasına şimdi üniforma altında ki mutsuz ruhun tifosunu taşımakda Ahmet/im suratın/da geçmişinden kala kalan fulya sarısı renginde ki .... suçiçekten koca koca lekeler ruh ve sinir girdabında mutsuz... kaz ayağı patisinde Ahmet/im eflatunlu kekremetik pskopatik bir surat vatan diyor...! vatan diyor...! başka bir şey demiyor..! isdemem kuş sütünden ballı kaymak istemem o mercan yeşili üniformalı kızıl yıldızı istemem presto çalsa/da tangoyu o tangocuyu istemem Çaykovskinin kuğu gölü balesini dilimden halay isterim, halay yanık bir türkü keşk bir kara taş olsaydım anamın mezar başında diyor höştt...! höştttt..! be Hakvermezin hacı gollo collosu...! yeter mi güçün bana ? hele bir bak üniformamın yanında asılan, bu laganıma.! karar/lıydı...! geldiği gibi kaçmalıyım dedi....iç geşirdi içinden dönmeliyim vatan denilen yurduma, toprağıma kolhoz uyanmadan iki nöbet arası yine deli bir tay... yine ARAS, ...yine o tay bu tay arası varsın derin olsun vatanımın yarası gece saat üç...! vardı durdu Arasın kenarına dönüp baktı güzel bir yaşam sunan o ülke toprağına deli bir tay gibi yeniden atladı o Aras/a optik aygıt ışığına takıldı ya Ahmet/im namludan tetik düşdü düşecek yanda ki soldat durdurmasaydı...el tetikde askeri seyban gölge...kayıp oldu ılıgınlar içinde ki Ahmet/im sabah namazından önceydi çalındı Hakvermezin kapısı kapı gıcır.. tahin renkli tarihlik çapraz köşe ! bir tayı yan yatmış kapının...sanki desen Hakvermez derken...!!!! beli bükük iki baston...şaşı bakan at gözlükle çıktı geldi Hakvermez estirikten çift ayak var ...özü yok olmuş gitmiş ardı sıra cümbür cemaat ev halkı önlerinde kızıl kominist bir subay Ahmet çekti belinde ki LAGANI cümbür cemaat kaçışdımı haneye zaman mı var Hakvermezin zambak mor/dan ... kelime-i şahat-i getirmeye ......boz morukdan,balgam boğuk zor duyulan bir sesle !!! ’kimsin sen ? ’...’ ne istiyorsun ?’ birden bire hüngürdedi hüngür hüngür Ahmet/im baba...!babam...dedi ben oğlun Ahmet/im dünya şaştı...! Tanrı şaştı...! Ahmet ise cellatına yanaştı LAGAN sana emanet onbeş yirmi külçe altın bir kaç tane bilezik.... daha söz ağızdan bitmeden tabur asker alarm/da, tur attı ardı sıra binlerce istihbarat Ne işin var burda senin be QAWAT Devam edecek) Kadir Haktan TÜRKELİ |
Sakal sarkaç
Avurtları çöktü gitti tam üç sene içinde
Çıkar çıkmaz Kargatulum askere
Tanrı dedi...;hübbesi yok kubbe yapam Ahmet/e
Kadir bey, (Lagan) silah mıydı ?
Rahmetli dedemin sohbetlerinden böyle anımsıyorum. Yanlış da olabilirr :)