Toroslarda açmışım Gözlerimi 1941 in baharında Âşık Ömer yurdunda Gezlevi’de, Göksu’da çimdim yıllarca Geyik dağları serinliğinde Hadimi yurtluğunda, Azığın kıtlığında,
Topal bir eşeğimiz vardı Bizi iyi tanıyan, Peşi sıra giderdi anam, Boz armut çuvalının dengini Kendi sırtına da sarar İnerlerdi kayalıklardan.
Dökerdik çuvalları Topraklı damlarda çul üstüne, Karşı mahallede Ali Efenin hongrafı (gramofon) çalar Borulu, sahibinin sesi köpek marka Gecenin sessizliğinde keserken nefesi Ürgüplü Refik Başaran’ın nağmesi “Yekte yavrum yekte” Dolarken yüreklere Gülüş oynaş kırılırdı Boz armutların sapları imeceyle,
Seherden sonra pat küt Duvaksı taşın üstünde Ağaç tokmaklı annem çulda bağdaşlı, Yamalı çulumuz dedemle yaşlı, Anamın sol eli makine Koyarken armutları, Armutlar ağlar mıydı bilmem Yerken sağ elli tokmakları? Güneş acımasız, hep yakar Kavruk yüzlü anaları, Analar bizler için kurutur Ezilen armutları.
Adını takan belli değil Neden niçindir? “Kükürt” derdi bizim köylüler Kurutulmuş ahlata, Denk tutulurdu değirmene İki havayı buğday Dört teneke kükürtle, Yüklenirdi topal eşek sessizce Yürürdü değirmene, Bilirdi değirmen yolunu Nedendir çözemedim O yolu kestirince Sevinir, aksakça seğirtirdi,
İnsanı gibi çileli Anadolu armudu, Taşların arasında kavut rengi olurdu, Sonra hamur oklava Kızgın sacı bulurdu, Ateşle yangın değil, Rengi siyah olurdu.
Tüm köylü kükürtlü ekmek yerdik Güzel bir tadı vardı, Kumpirle şalgam ile İyi gider de derdik, Her yer taşla kayaydı Diz delik, kıç yamaydı, Ayaklar kara lastik İlk çıktığı sıraydı, Elde küçük bir odun Haydi süphanekeye, Sonra bezden bir çanta Mektebe alfabeye…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İŞTE HAYAT (1) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İŞTE HAYAT (1) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her yer taşla kayaydı Diz delik, kıç yamaydı, Ayaklar kara lastik İlk çıktığı sıraydı, Elde küçük bir odun Haydi süphanekeye, Sonra bezden bir çanta Mektebe alfabeye…
Nostaljik takılmışsın bugün değerli dost .. Bizi de eskilere götürdün tebrik ediyorum selamlar , saygılar , başarılar ...
Tüm köylü kükürtlü ekmek yerdik Güzel bir tadı vardı, Kumpirle şalgam ile İyi gider de derdik, Her yer taşla kayaydı Diz delik, kıç yamaydı, Ayaklar kara lastik
Ve inanıyorum ki o zamanlar daha bir mutluydu insanlar... Saygımla
ÜSTAT,HADİM'DE GEÇEN GÜNLERİ OKURKEN İSTER İSTEMEZ OLAY GÖZÜMDE CANLANDI.TİPİK BİR ANADOLU YAŞANTISI.ÇOK GÜZEL RESMETMİŞSİNİZ....SEVGİ VE SAYGILARIMLA.......İBRAHİM KARAÇAY
hisbey'e; Şiirin bir dili de öğretmek... ne bilirim; armudun kurusundan Un katığı olacağını? Âkif'in şiirlerinde olduğu gibi... Şiirle eğitici ve öğretici olmak; güzellik...
Ner'den bilebilirdim; armudun ekmek olacağını?... Bunu, bu şiirinizden öğrendim. Kimbilir, ne çok eğitici ve öğretici şiirleriniz vardir? Kısmet'se, okur- öğrenirim; Atatürk'ün bindokuzyüzotuzsekiz yılındaki yaşına girmişken.
Tüm köylü kükürtlü ekmek yerdik Güzel bir tadı vardı, Kumpirle şalgam ile İyi gider de derdik, Her yer taşla kayaydı Diz delik, kıç yamaydı, Ayaklar kara lastik İlk çıktığı sıraydı, Elde küçük bir odun Haydi süphanekeye, Sonra bezden bir çanta Mektebe alfabeye…
Diz delik, kıç yamaydı,
Ayaklar kara lastik
İlk çıktığı sıraydı,
Elde küçük bir odun
Haydi süphanekeye,
Sonra bezden bir çanta
Mektebe alfabeye…
Nostaljik takılmışsın bugün değerli dost ..
Bizi de eskilere götürdün tebrik ediyorum
selamlar , saygılar , başarılar ...