Sen çok yaşaSen gelmeden önce mrüm yıldızlardan ışık dilenmekle geçti O zamanlar ay yoktu gökyüzünde Güneş yoktu Sen yoktun İyi değildim yani Yulaf ezmesi toplayan serçelerin gölgesinde bir karınca Ne kadar yol alabilir aşka Öyle tembel öyle sarhoş Gelinciklerin düğün yaptığı kayalıklardaydı evimiz Evimiz cennetimiz henüz dalında salınan çağla yeşili bir dünya o da birhoş O orman ki; soluksuz eyvahların kutsal mabediydi Devasa çınarlar devrilirken toprağa Dağların koynunda bir ceylan yavrusu Duyar ama yine ses vermezdi çığlıklarıma Anlayacağın sevdiğim sen sustukça Hayat ölür sevda ölür Ben ölürdüm aşka Böyle gelmiş böyle gider Sen çok yaşa |