Göm Beni MerhametineÇıktım İstanbul’un sokaklarına Düşürdüğün gölgeleri topluyor elim Sen uyuyorsun benden habersiz Ben gözlerinle savaşıyorum Eyüp Sultan’da biraz üşüyorum Boğaz’da sallanıyor iplerim Özledikçe serpiliyor Özledikçe açıyorsun renk renk Bir balığın oltasına düşüyorum Köy çocukları saklanıyor kuytularıma Arıyorum saklambaçta kendimi Bir türlü bulamıyorum Sonra aklımda darağacı görüyorum Sen çağırıyorsun, ben yürüyorum Belki bir ölünün başucundasın Bir ölünün soğukluğuyla ürperiyorsun Ölen her şey gibi sevimsizim ben Saçlarım dağınık yüzüm kül rengi Tabutumun başında seninle bekliyorum Küçülüyor bir bebeğin bedeni kadar Merhametine emekliyorum Karanlıkta cesetler dolaşıyor İstanbul kefenlemiş mevta Son bir kez daha hatırlıyor Münker ve Nekir arıyorum Köpük köpük kabarıyor hayat Hayattan yokluğunu koparıyorum Kah Eyyüb’ün yaralarıyla Kah Yakub’un gözyaşlarıyla konuşuyor Bazen de Yusuf diyen bir kuyu oluyorum Toplanıyor bütün lanetler kuyuda Neden kendimi kuyulara atamıyorum Kuyunun da maşuku Yusuf’tu Anlatamıyorum Çıktım İstanbul’un sokaklarına Düşürdüğün gölgeleri arıyor elim Elim bin kez dikenlere batıyor Kanıyor gözbebeğinden vuslat Hasret yiyor iştiyak içiyor Doyamıyorum Ne olur göm beni merhametine Yerine kimseyi koyamıyorum |
Saygılarımla..