İncir AğacıSiyahın mavinin elinden tuttun Bir yanın saadet bir yanın acı Naçar düşlerimi sarıp, avuttun Tanıdın mı beni incir ağacı Buğulu gözlerim seni arardı Gece perdesini çekince cama Yüzümden yüzüne bir kapı vardı Sessizce girerdin bekâr odama Anlatırdım sana içli bir masal Senle bölüşürdüm derin sızımı Öğrenirdi yaprak öğrenirdi dal Bir güle çizilen alın yazımı Ah incir ağacı yaşlandım mı ne Hayat bedenimde bak nakış nakış Çile tüketiyor zaman bahane Ne yaz günahkârdır ne bahar ne kış Feryadım eskidi aşkın dilinde Buluta sıkışmış ay matemiyim Umudun karanlık bir sahilinde Kalbinden su almış batık gemiyim Yıkıldı ördüğüm o saray o han Kırık aynalardan akseder yüzüm Çiçekler kurudu bahçeler talan Geceye karıştı artık gündüzüm Bir kız vardı hani, söylerdim sana Gönlü düşlerimden büyük bir kızdı Uzaktı Kafdağı kadar insana Parlardı gözleri; sanki yıldızdı Severdim; korkarak garipliğimden Derdim: çamurlu el uzanmaz güle Gözlerim dolunca tutup elimden Bir içli şarkıyla gelirdin dile Ve şimdi açtığım şu pencerede Ne sen varsın artık ne sevdiğim kız Zaman dediğimiz coşkun derede Nasıl akıp gitti tüm hayatımız Yeniden bakmanın yüzüne gece Yeniden sevmenin var mı ilacı Bir hayat düşün ki; ölüm dibace Sarıl bana biraz incir ağacı |
mükemmel dile gelmiş bir eser
selamlar saygılar