AĞLAMIYORUM PİŞMANLIĞIMAHer geçen saniye büyüyen pişmanlığımla gözlerim tavana dikili kirpiğimin bir kenarına yapışmış damlayı düşürmeme telaşıyla parmağımı bastırıyorum karanlık yokluğuna. Değiştirmek mümkün olsaydı zamanı sil baştan yaşardım belki de yaşananları. İltica talebimi sürekli reddettiğinden gizlice girmiştim yüreğine etrafına ördüğün dikenli tellere dolanırken saçlarım ağlamadım dizlerim sürünmekten yara bere oldu, ağlamadım kızgın sözlerle dolu mayın tarlasını geçerken de ağlamadım içimde ürkek bir ceylanın korkusu olsa da geri dönmedim çıktığım yoldan ama etrafımı sarmıştı gurur denen düşman anlamadım. Halbu ki fazla bir talebim yoktu senden.. Kendi ülkemden sana geçerken bir gemi ambarında korkuyla titreyen çocuk saflığıyla içimde mavi umut kelebeği yeni bir ülkeye gitmenin bilinmezliğinde öylesine savruk öylesine titrekti kelimelerim. Nasıl da korkuyordum bilsen Nasıl da üşüyordum gece gözlerine baktıkça bir anlık kıvılcım gibi tebessüm çaksa dudaklarında mum gibi erirdim yemin ederim. Bir martının kayalara vuran çığlığı gibiydi yankılanarak suratıma çarpan ’’başkası var ’’ sözün ben onu sevdim en çok derken acımamıştı dudakların benim yüreğim gibi damarlarımda kanım çekilirken solgunluğu yüzüme vurdu haksızlığın.. Bilememiştim; her seviyorum dediğinde öyle kendimden geçmiştim ki anestezi etkisi yapmıştı gözlerin üzerimde uyuşmuştu beynim düşünme yetimi kaybetmiş bekle dediğin her günü erteleyerek iltica etmiştim kendimden kendim gibi sandığım yüreğine. Şimdi; yangın yeri bu yürek ateşe verdim bu gemiyi sana gelen her denizi.. Uzanmışım yatağımda yok etmesini bekliyorum hem seni hem beni. Ayvazım DENİZ |
sizi ve yüreğinizi kutluyorum
Yüreğine kalemine sağlık
Yüreğin susmasın
esenlikle kalınız