İSTANBUL DA YAĞMUR YAĞIYORKurşini gök Bir güneş ölüyor kollarımda Kış ıslığını duyuyorum fırtınanın Yağmurlar boşalıyor İstanbul a Üryan ruhum,yabani yalnızlığıyla titriyor İliklerime değiyor yağmurun damlaları Islanıyorum… Teknelerle süslü gri deniz Vuruyor kıyılarına süt beyaz dalgalarını Gölgeler düşüyor beynime Su yükseliyor durmadan Aysız, yıldızsız gece Boğuluyorum karanlıkta Işıklarım nerede… Kaçıyorum ordan koşar adım Bomboş ve yapayalnız Hiç yokmuşcasına uçup giden benliğim Haykırırken kimseye dokunmayan sesim Kemirirken boşa geçen zaman Çektiğim setler büyüyor durmadan Şafağı bulmaya yürüyorum.. Tuz buz olmuş düşünceler Sesli damlalarla düşüyor İstanbul a Kentin kirli duvarlarında yankılanıyor şarkılar Avuçlarım boş.. Çocukluğumun kış odalarını düşlüyorum Hani çıtır çıtır sobanın yandığı Üstünde çayımızın demlendiği Mutfağa geçtiğimizde donduğumuz… Bende ki hiçbirşey ne siliniyor ne unutuluyor Azar azar sevmelere inat sevmelerim Suskunluklara karşı haykırışlar Sınırsız özlemlerim Nerde sonlanacak bilinmezlerim Küçülürken büyüdüklerim Büyüttüklerim! Yapraklarını savuruyor sonbahar Yağmur durmuyor İstanbul da Yapayalnız ve bomboş Kalıyorum öylece Daldaki son yaprak, düştü düşecek Eski bir şarkı takılıyor dilime Yürüyorum! Yiten günün karanlığı dönecek maviye Bekliyorum! |
güzeldi kaleminize sağlık