EN MUHTEŞEM SON!
En ışıltılı döşeklerde doğmuştu o,
en kaliteli meyve ve sebzelerden yedi, en zarif okullarda okudu.. en şık resteurantlarda yudumladı şarabını, yanında en kaliteli kadın. En ferah muhitteydi evi, BOĞAZ’a karşı... Evine gelen dostları da, en samimi olduğunu sandıklarıydı... En güzel çiçekleri yolladı hep aşkına, en şık markaları giydi sırtına. Hani üç askeri ücret etiketle alınan. En pahalı arabaları kullandı, jantları bile ithal. Haftada bir değişirdi mobilyalaları, en gözde salonda kıyılmıştı nikahı. Atılan şen kahkahalar, duyulmuştu fakir sofralardan. En güzel yatlarla dolaştı deryayı, zannedersin imkan bulsa, fethedecek uzayı. Öylesine bir görkem, ve zamana inat! İzleri yüzünde parlıyordu paranın... Gün geldi hastalandı, en kalite bir hastahanenin, birinci sınıf odasında, etrafında tek bir dost aradı. BulamadıI içine aktı zehir gibi gözyaşları anladı ki para satın alamamıştı o samimi başlangıçları... Bir film şeridi gibi geçti tüm yaşamı, en hızlısından... Çaresizliğine kahroldu kahroldu kahroldu yanında üç kızı ve üç de damadı, ve dört yıl öncesi boşadığı karısı.. timsah gözyaşları ile uğurladı onu son yolculuğuna... En kaliteli ağaçtan yapılmış tabutta, en değerli mermer kabristanına. Duydu ölümü yüreğinde, en derinden ve en acısından... NİLGÜN ÇAKICI/BURSA |
Sevgiyle kalın...