Şimdi sen bilmezsin çocuğum Yaz ne demek, bahar ne demek, kış ne demek Tam meyveye durmuşken dalların Kuruyup dökülmek ne demek Ve aşk ne demek, eş ne demek Kurmuşken hayallerini okyanus üstüne Çölde susuz bırakılmak ne demek
Şimdi sen bilmezsin çocuğum Ekmek ne demek, açlık ne demek Aç kargalar arasında bir şehirde Kanadı kırık serçe olmak ne demek Bulduğun son buğday tanesini Yine de bir kargaya kaptırmak ne demek
Ve yaşlılık ne demek, yalnızlık ne demek Sahipsiz, kimsesiz bir yetim gibi Geleceği maziyle paylaşmak ne demek
ERTUGRUL GUVENDİK 29 EYLÜL 2013/ ADIYAMAN
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Değerli üstadım,Çocuklarımıza hayatı kazandırmak, uzun zaman alan ve günün yirmi dört saati devam eden adı 'insan yetiştirmek' olan bir iş. Bir kere bilmeliyiz ki, zaman alacak. Neye zaman harcarsak onun karşılığını alırız. İşimize zaman harcarsak işimizden, eşimize zaman harcarsak eşimizden, çocuğumuza zaman ayırırsak da ondan karşılığını alırız.Yapabiliyorsak gözyaşlarını tutmamasını öğretmeliyiz, acı çekmeden olgunlaşamayacağını da...Kıskanmamayı öğretmeliyiz ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini. Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona. Her şeyin bir sonu olduğunu öğretmeliyiz o değerli cana. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini, kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunuda...Gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğretmeliyiz...Kitaplardan keyif almasını...Ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını , ama okumayı sevmesini öğretmeliyiz geleceğimizin hurlu ışığına... Elbet er ya da geç alacağız biliyoruz, ama mümkün olduğunca geç almalıyız ona bilgisayarı. Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar vermeli, sıkılmayı öğretmeliyiz ona,sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını da...Doğaya götürmeliyiz onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini örneğin. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlatmalıyız. Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı olmalıyız, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağlamalıyız...Soğuk kış gecesinde ateş yakmasını, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar,bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğretmeliyiz o sevgi dolu sarmaşığımıza...Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli olduğunu öğretmeliyiz...Alın terine saygıyı öğretmeliyiz ki,kıymetini bilsin kazandıklarının ve alın teriyle kazananların onurunu tattırmalıyız ona...Aşk acısı çekmenin hiç âşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğretmek.Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini de,başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı örneğin... Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini de bilmeli küçük melek...Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlatmalıyız...Hayatı sorgulamayı da bilmeli o can...Bilginin en büyük güç olduğunu öğrenmeli.Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, ama kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini de bilmeli... Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini ve haklıyken dik durmasını da...Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini bilmeli...Basit yaşaması gerektiğini öğrenmeli, bir dostla ,çay içmekten keyif almayıda bilmelidir...
Ertuğrul Bey,şiiriniz o kadar hoşuma gittiki,beni alıp götürdünüz başka diyarlara.Sevgi dolu eğitici yüreğinizin ,geleceğin nurlu ışıklarına,değerli tavsiyelerde bulunmanızdır... Samimiyetiniz ve içtenliğiniz için binlerce teşekkür ederim...Asıl aydınlık sizsiniz.... Sonsuz selamlarımla... peri
Başarılarınızın devamını gönülden dilerim.Yaşamınız boyunca çok değerlerl eserlerinizin olacağı aşikar..size sağlıklı huzurlu bir yaşam yaşam dilerim... saygılarımla....peri
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, Yorumunuzu o kadar etkili buldum ki anlatamam. Belli ki mükemmel bir bakış açınız var ve benim gibi amatörce şiirle uğraşan bir kimsenin yazdıklarını bile hoş karşılıyorsunuz. Asıl sizin yüreğinize ve güzel gören gözlerinize teşekkür etmek gerekir. Saygı ve sevgiyle.
Başarılarınızın devamını gönülden dilerim.Yaşamınız boyunca çok değerlerl eserlerinizin olacağı aşikar..size sağlıklı huzurlu bir yaşam yaşam dilerim... saygılarımla....peri
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, Yorumunuzu o kadar etkili buldum ki anlatamam. Belli ki mükemmel bir bakış açınız var ve benim gibi amatörce şiirle uğraşan bir kimsenin yazdıklarını bile hoş karşılıyorsunuz. Asıl sizin yüreğinize ve güzel gören gözlerinize teşekkür etmek gerekir. Saygı ve sevgiyle.
Masumiyet yüklü bakışlarındaki saflık, temizlik kaybolup gidecek belki büyüdüklerinde.. Geçim derdine düşecekler, karasevdaya sonra.. Yalanı öğrenecekler, pembesiyle beyazıyla, dost nedir düşman nedir yaşayarak tanıyacaklar her birini.. Ve herşeye rağmen insan olmaya çalışacaklar, başarmaya o en zor işini hayatın..
Ve,hepimiz büyüdük şimdi...farkettik çocukların geleceğini,kendi yaşanmışlıklarımızda...Şimdi sen bilmezsin çocuğum,diye muhatap alınan varlık tüm dünya çocukları elbet...hepsi saf...hepsi neşeli...hepsi iyi niyetli...hepsi okyanuslar üzerine hayal kurar...hepsi gelecekten bihaber...çocuk işte,masum ve oyuna dalmış,sabahı bekliyor şimdi hepsi terlerken baba evinde...yetiştirme yurtlarında...bir yorgan altında kardeşleriyle dokuz kişi beraber...kimi belki yorgun,taş taşımış üç kuruşa...kimi farkında değil uykuda ve annesiyle babasının ayrılmak üzere olduğundan habersiz...çocuk işte...günler geçecek rüya gibi ve farkedecek birgün gerçekleri...Kahpelikleri,aç kargaları,sırtlanları,ihanetleri,aşkı,çölde kalınışları öğrenecek çile çile...Ve,yaşlılık dayanacak kapısına ve elif gibi yapayalnız kaldığını farkedecek dört duvar arasında ama,vakit çok geç/dönülmez akşamın ufkundayım,diyecek son zaman dilimlerinde...Çocuğum bak,karakter bir rakamını ifade eder...yanına koyduğun sıfırlar ise,tahsilin,bildiğin yabancı diller,kariyerin,makamın,servetin ve diğer değerlerdir...her sıfır artışında değerin elbet artacaktır fakat,baştaki bir rakamını atınca,geriye bol sıfırlı bir yaşam kalacaktır...Yani,önce adam olmayı,insan olmayı ve içinde sevgiyi,iyiliği beslemeyi,yetiştirmeyi öğrenecek ve bu acımasız denilen kurtlar sofrasına oturacaksın ki,hayallerine çığlar düşmesin...bak çocuğum,Önce adam olmak,içindeki insanlığı yaşatmak ve sevgiyi beslemek olacak tek işin...
Ertuğrul Bey,az kalsın kaçırıyordum sizin gibi güzel bir yüreğin eserini...diğer şiirlerinizin bir kısmını da okudum ve anladım ki,içinde sevgiyi besleyen bir kimlik var mısraların gizemlerinde...Tebriklerim,geleceğin büyükleri çocuklarımıza tavsiye ve ders olarak ele aldığınız derin ve manidar mısralarınızdaki içten seslenişinizedir...selamlarımla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.