BİR AĞLAŞI...
gözlerim doldukça seni hatırlarım
unutmak için, bir dolu iç çekişler biriktirdim.. salmamak için ulu orta gizli gizli,kuytularda ağlarım, hani kanadı kırık kuşlar yardım bekler ya merhametten ona benzer histen olsa gerek... elimin tersinde kalan yaşlar çabuk kuruyor dilemmasından kurtulmaya çalıştığım keşmekeşin ızdırabından da çabuk... sen olsaydınların kadere bağladığı bakışlar ve neden yanımda değilsinlerin tafraları bağrımda haykırış olurken boğum boğum ağaçlara ve direklere imrenerek bakıyorum... kalabalıklara karışıyor ara sıra öylesi yerlerde muallaklar arıyorum.. feveranlarda canhıraş yangınlar gördüm ben barut izlerini aratan köze dönmüş yüreklerden... insan suretinde gezen yaratıkları bilir misiniz? sessiz kaldıkça onlardan değilim diyebilir misiniz? havanın her hareketinde berheva olan duygular bir karar verin bikarar olmadan öbek öbek yedi göbeğine saydırmadan aymazlığınızın ilik ilik bir lirik içirirdim de lakin gözlerim durulmuşken usul usul çekilin... önce bir karabulut doğar genzine sızım sızım gözlere vurur acısı ve sebep olur bir yaprağın düşüşü de bir bülbülün ötüşü de.. yokluğunun bende neler saydırdığını tahmin bile edemezsin günden öte,elemden öte kursağımda kalanlardan öte... bir öte daha var ki onu sen öteleme ya ilahi gözyaşlarını al ve onlarla beraber ağlayanı da al... al ki menba’ olsun bulutlara hoş bir yad olsun ilerdeki dostluklara... |