Hûma için...Yeniden koklarken bir aşkın izleğinden, Bakıyoruz ki hiçbir acı, Hiçbir elem Hiçbir özlem Bıraktığımız gibi asil değil. Ve küstürmüşüz bütün çiğdem tarlalarımızı. Ahdımız, Alnımıza doğuştan sürülen kırmızı nişanemizdir sevgilim. Ve ben şimdi burada, başka bir suretle ilk kez aşklaştım. Hindu tenine ilktir ihanetim. Bir zerre düştü toprağıma Yüreğimin alabileceği kadar sevda. Hasat zamanı tez gelir bizim iklimlerimizde bilirsin Aşka hallendiğimiz vakit har, Kader toprağımız, kederdir. Göl kenarında aşkına ağlayan Tamara’ydım da Işığını kaybedip solan günebakanlarım olmadı hiç. Avuçlarım terliyor Hûma Bedenim sancıyor, ve bir rüzgar esiyor çok uzak yakınlarda. Yükselen bir ses onu söylüyor Bütün renkler ondan yana. Toprağıma akıttığım zerreleri topluyorum Hepsi sarı, hepsi başak. Saçı, toprağı altın bir meşk bu defa. Ve üzgünüm sevgilim; Rüzgar, Onun saçlarını hatırlatıyor bana buğday tarlamda. |
Ve ben şimdi burada,
başka bir suretle ilk kez aşklaştım.
Hindu tenine ilktir ihanetim.
hayırlı olsun şair.