Renk körü bir aşk istiyorum... Hadi! her renkte sev beni... N.OCAK
YİTİK BİR AŞKA
Belki bir gün Belki, Benden kalan bir kitaba uzanır ellerin Ruhumdan dökülen her satırı okşar yeşil gözlerin Dersin ki, bir Haziran sıcağı gibiydi aşkımız Yüzümüzde hoyrat rüzgârlar dans ederken Tutunmuştuk yürek yüreğe Koynumuzda koca gerçekler büyürken Biz hep sevgiye taptık Tutkularımız, hırçınlıklarımız ve imkansızlıklarımız oldu
Azılı düşler büyüttürdüm, bir yanı ürkek göğsümde Bir yanı bahar kokusuydu tenine değdiğinde Yalnızlığımızda haykıran gölgelerimiz, loş sadakatlerimiz de oldu elbet Yinede biz, dudak dudağa bilenendik
Tanrı’nın dilinde bestelenmiş aşkla Uğrak zamanlarım olurdu gözlerine Kıyılarında kutsal çıplaklıklarım İlk defa sesimden geçtiğinde Yalın hikâyeler bırakmıştın örsüme
Yüzleşmekten korktuğum yalanların başkaldırısında Ölümbâz sevişmeler yırtıyordu teni Günahkâr dörtlükler yazılıyordu parmaklarımın kıvraklığında Acıya soyunmuş kağıtlar Ve infazında tüm sözlerin Ahh! Ah! Biliyordum Öldürecekler bende ki seni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YİTİK BİR AŞKA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YİTİK BİR AŞKA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
''Belki bir gün Belki, Benden kalan bir kitaba uzanır ellerin Ruhumdan dökülen her satırı okşar yeşil gözlerin''
Şiir çok güzel yazılmış, değil mi? Ne güzel bir cümle... Belki satırlarımı okursun zamanın bir yerinde... Aslında çok acı bir söz bu... Ayrılığın yürek yakan feryadı bu aslında. Yüreğime düşen acıları, belki bir gün öğrenirsin....
Etkileyici bir giriş şiire... Düşündürücü bir sunum... Öyle bir çırpıda okunup geçilecek gibi değil... Düşünülmesi, hissedilmesi, yaşanması gerekiyor belki...
''Koynumuzda koca gerçekler büyürken Biz hep sevgiye taptık''
Aşkın gözü kördür derler ya, işte burada da onun resmi çiziliyor...
Nedense, hayatın realiteleri, hep gölgesinde kalıyor sevdaların. Gerçekler, kaybedişlerden sonra seriliyor gözlerimiz önüne...
Ve, sevdanın sıcaklığında geçen güzel günler... Zamanın akıp gitmesi şuursuzca, güneşin doğmaması, yıldızların sönmemesi... hayatın, rüya güzelliğinde yaşanması...
'' Tanrı’nın dilinde bestelenmiş aşkla Uğrak zamanlarım olurdu gözlerine Kıyılarında kutsal çıplaklıklarım İlk defa sesimden geçtiğinde Yalın hikâyeler bırakmıştın örsüme''
Ardından kaçınılmaz son. Kaçışı olmayan zalim ölüm... Katledilmesi bir yüce aşkın... Hüzünler... Yalnızlıklar... Göz yaşları... İsyanlar... Yetim şiirler... Boynu bükük kelimeler...
Ve, şairin hazin finali... Kaçınılamayan son...
''Yüzleşmekten korktuğum yalanların başkaldırısında Ölümbâz sevişmeler yırtıyordu teni Günahkâr dörtlükler yazılıyordu parmaklarımın kıvraklığında Acıya soyunmuş kağıtlar Ve infazında tüm sözlerin Ahh! Ah! Biliyordum Öldürecekler bende ki seni
Boynuma urgan, yeşile düşmüş bakışın
Kirpiklerin sineme ok
Tesellisi yok, yüzümün sınırlarının
Şimdi, bir kaçağı andırıyor gamzen
Dudakların suçlu
Sevişiyor kederle aşk
Sığınaklarımda yalnızım
muhteşemdi şiir
saygılar yürekçe