Çocukluğum geliverdi gözlerime yeniden Okul defterlerimizi çimento kâğıdıyla kaplardık dayansın diye Kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık Bazen karpuz kabuğu olurdu kağnı arabamız Bir zeytini iki kez ısırırdık bereketli yoksul sofrasında Tandırda pişen ekmek kabarıp kese gibi olunca, babamızın parası olacaktı yarınlarda Hayaldi ama mutluyduk…
Hey gidi günler hey! Yeni yeni terlemişti bıyıklarım Öyle diyordu görenler Limon suyuyla yatırır, ayırırdım saçlarımı ortadan Hem modaydı kulakları kapatan saçlar Çok mutluydum sokakta yürürken Bana bakan gözlerde ki tebessümden Çünkü mahallede okuyup öğretmen olacak bir ben vardım
Uzaktan bakardım mahallenin en zengini Bakkal Hasan amcanın Yanakları nar kırmızısı kızına Dağın tavşandan yoktu haberi ama İsimlerimizin baş harflerini kazımıştım kalbin içine Ucu bucağı olmayan zerdali bahçesinde ki ağacın gövdesine
Ufak tefekti babam Lâkin Dağ gibi görünürdü gözüme Helâl lokmalarıyla büyüdük yedi kardeş Kışın zemherisinde bile Bahar umudunu taşıdı yüreklerimiz
Ya şimdi; Kuş sütü eksik sofralarımızda Üst baş o biçim fiyakalı Ya huzur Ya mutluluk Kim bilir? Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çocukken mutluyduk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çocukken mutluyduk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ne güzel anlatmışsınız. Çocukluğumuz tüm sıkıntılara rağmen ne güzeldi, daha mutluyduk. Şimdi her şeyimiz var ama iç huzurumuz yok. Bir an yakaladığımızı sandığımız mutluluk, bir bakmışız kayıvermişiz ellerimizin arasında tutamamışız. Yüreğinize sağlık, tebrikler.
evet yaa biz çocukluğumuzda daha mutluyduk şimdiki çocukların b sayarı cep telefonu hatta hatta harika oyuncakları var giysileri ona göre yiyecekleri de ama doğayla haşır neşir değiller apartman dairesinin içinde kapalı kutuda sanki bir kafes içindeler ayrıca yarış atı gibi oradan oraya kursa gitmeleri de cabası biz çamurdan evler yapardık plastik bebeğimizle arabamızla mutluyduk kırlarda yuvarlanırdık doyasıya çok anlamlı çok güzel bir paylaşım can kardeşım gönülden kutluyorum sevgiler saygılar
Bu guzel aninizi siire dokmeniz hemi anlatimdi oyku halinde Sayin ustad degerli dost kutlarim .............Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık…....... peki ne zaman uyanacaklar?
Hepimizde yok mu dur eskiye ,çocukluğumuza özlem hep içimiz acımaz mı çocukluğumuz aklımıza düşünce. Şiirin tamamı çok güzeldi ancak son kıt'ası beni kopardı .Kutluyorum selam ve saygılarımla. Çocukluğumu Çok Özledim
Erzurum un kara kışı Sıcaklık eksi otuz beş Daha altı yedi yaşlarındayım sanırım Net hatırladığım bana bir kızak alındığı Sabah saat sekiz ,sekiz buçuk gibi Fırladım evden sokağa Kızağım buyun atkım ve ben Dışarısı çok soğuk Ama bana ne ben kızak kayacağım
Bizim sokak da tüm evler bizim ev gibi Acıktım mı Perihan teyzenin evi bizim ev Susadım mı Zehra teyze bir su ver Yoruldum Şevket amcaların bahçe mola yerimiz Yok öğle ayrı gayrı Mahalleli akraban dan ileri akraban
Akasya ağaçları vardı mahalleni girişinde Keçi gibiydim dallara tırmanır Akasyanın çiçeklerini toplayıp Dalına tüner hem yerdim hemde Aşağıdaki arkadaşlarıma atardım Bembeyaz ve tatlı çiçekleri
Ah...Ah bayramlar Bayramlar bir başka heyecandı Daha arife den başlardı çocukluğumun bayramı Kapı kapı gezer arifelik isterdik mahalleden Şekerdi cevizdi fındı fıstık tı Sonra tüm çocuklar toplanırdık okulun bahçesinde Kim ne toplamışsa koyardı ortaya Güle oynaya hep beraber yerdik
Bayram sabahları canım bayram sabahları Evdeki bayramlaşma biter bitmez sokakta alırız soluğu O ev senin bu ev benim Şekerdi paraydı ne varsa cepleri tıka basa doldurur Şekerleri yerken bir yandan da kaç paramız olmuş Kim daha çok para bayramlık toplamış yarışırdık Ama ben genelde üste çıkardım Amcam bana çok para verirdi
Ne oldu benim çocukluğuma Neden hep mutlu bir çocuk kalmadım ki Neden aldınız benim misketlerimi Nerede şimdi horoz şekerlerim Nasıl geçti bunca yıl ne zaman büyüdük Ne zaman yaşlandık Neden şimdi çok özlemini çektiğim çocukluğum Bu kadar hızlı geçti ki Tadı damağımda kalan çocukluğumu verirler mi ki Bir daha bana geri
Ufak tefekti babam Lâkin Dağ gibi görünürdü gözüme
TEBRİKLERİMLE HOCAM, HÜZÜNLÜYDÜ..
AKLIMA NELER GETİRMEDİ ŞİMDİ, İSTANBULA GİTTİĞİMDE KARDEŞİM BANA ABLA45 YIL ÖNCE OTURDUĞUMUZ ESKİ MAHALLEMİZE SENİ GÖTÜREYİM Mİ DEDİĞİNDE..
TAMAM DEMİŞTİM, ARABAYLA YAVAŞ YAVAŞ SOKAKTAN GEÇERKEN GÖZLERİMİN ÖNÜNDEN ON YAŞLARINDA KOŞTURDUĞUM YERLER GELDİ GÖZLERİM KENDİLİĞİNDEN AĞLADI, RAHMETLİ ANNEM VE BABAMIN PENCEREDEN BENİ VE KARDEŞLERİMİ ÇAĞIRDIĞINI ANIMSADIM :( KARDEŞİM HADİ ABLA LÜTFEN SİL GÖZLERİNİ DERKEN ONUN GÖZLERİDE DOLMUŞTU BİLE :((
YAAA, NELER NELER..HAYAT DEVAM EDİYOR SANIRIM İNSANLIK ORALARDA BİR YERLERDE SIKIŞIP KALMIŞ NE DERSİNİZ ?
efendim şiirinizle çocukluğuma gittim bir an o yokluk günleri geldi aklıma pantolonda yama her iki dizlerde şimdiyse yamanın ne olduğunu bilen yok yüreğinize kaleminize sağlık çok anlam doluydu saygılarım la selamlar
Ufak tefekti babam Lâkin Dağ gibi görünürdü gözüme Helâl lokmalarıyla büyüdük yedi kardeş Kışın zemherisinde bile Bahar umudunu taşıdı yüreklerimiz
Ya şimdi; Kuş sütü eksik sofralarımızda Üst baş o biçim fiyakalı Ya huzur Ya mutluluk Kim bilir? Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık…
Ne iyi ki o günlerde yaşamışız tebrik ediyorum selamlar..........
Finali çok etkiledi beni şiirinizin. Ne kadar çok yok sayıyoruz birbirimizi, ne kadar çok insanlıksız davranışlar sergiliyoruz her olayda. Hiçe sayma, görmeme, umursamama sonucu oluşan duyarsızlık ve bencillik nasıl etkilemesin ki hayatımızı ki artık birisi iyi düşününce bile ya da iyilik yapınca yadırgar olduğumuz illa bir çıkarı vardır diye düşündüğümüz bu günlerdeki yaşam şeklimizle dediğiniz üzere unutmuşuz insan olmayı bir ağacın gölgesinde.
Ya şimdi; Kuş sütü eksik sofralarımızda Üst baş o biçim fiyakalı Ya huzur Ya mutluluk Kim bilir? Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık… ******************************************************* Final, şiirin kalbiydi.Sanki tüm duyguların özeti, olmazsa olmazı gibi. Çok beğendim efendim ve çok takdirlerimi bırakıyorum. Esenlik dileklerimle...
güzel dizelerinizle birlikte geçmişe gittim bir daha.. o zamanların bakkaldan aldığımız ekmeğin kokusu bile bir başka idi.. tabaklara sızdırılarak aldığımız gül reçelinin tadı da.. komşuluklar bir başka lezzetliydi, insanlık düşmemişti ayağa.. yüreğinize sağlık selamlarımla
HARİKA ŞEYLER HATIRLADIM ŞİİRİNİZLE...YÜREĞİNİZ VAR OLSUN.. müsaadenizle bu konuda kendi şiirimi de ilave etmek istedim..saygı ve selamlarımla...
ZONGULDAK ANILARI
Eskilerden gelen bir koku duydum birden, Zonguldak kokusu...
Doğduğum şehrin, çocukluğumun ve gençlik yıllarımı yaşadığım, o müstesna, unutulmayacak anılarla dolu olan Güzel Zonguldak canlandı gözlerimde...
Fener semtinde çocukluğumun güzel yıllarını anımsadım... içim özlemle doldu, görmek istedim yeniden... Site yolayrımında oturmuştuk Fener semtinden sonra, Bahçe içinde V şeklinde çıkan dik merdivenleriyle Evimiz nede güzeldi... babamdan izin alması için kardeşimiz Gülin i öne sürerdik ablamla, açıkhava sinemasına gitmek için beyaz leblebi alıp, külah içinden üç kızkardeşin Öztürk Serengil in filmine kahkahalarla güldüğümüz,
Sitede oturduğumuz, arkadaşlarımızla Berrin, Nazan Abla ile site günlerimizi...
Kefeli denilen bir dağdaki KAZAN adlı kişiden; ne kadar korksakta erik çaldığımız, tuza banıp büyük zevkle yediğimiz, böğürtlen toplarken her yanımızın dikenlerden çizilmesine bile aldırmadan bir kavanozda şekerle ezip yememizdeki zevini, hazzını duydum...
Bahçeden yediğimiz Domatesin kokusu ve tadı, şimdi aynı böğürtleni buradan alsam bile Aynı lezzeti vermediğini... Arkadaşımız Emel, Dilek ve Gülay ı,
beraber yaptığımız kesekağıtlarını bakkal amcaya satmak verdiği üç kuruşla renk renk olan, çubuğa sarıp bize uzatan macuncu amcayı, Kar yağarken gece sokağa kaçıp ellerimiz donuncaya kadar oynamamızı,
Oysa öyle uzak ki bana artık, ne çocukluk, nede gençlik kaldı...
Çocukluğum geliverdi gözlerime yeniden Okul defterlerimizi çimento kâğıdıyla kaplardık dayansın diye Kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık Bazen karpuz kabuğu olurdu kağnı arabamız Bir zeytini iki kez ısırırdık bereketli yoksul sofrasında Tandırda pişen ekmek kabarıp kese gibi olunca, babamızın parası olacaktı yarınlarda Hayaldi ama mutluyduk…
ben de hatırlarım bir defterim vardı. bir yıl boyunca onu kulandım küçükde bir defter. ben yazardım defter biterdi biterdi de alacak para yoktu ben de onu baştan silip yeniden yazardım :)
Ya şimdi; Kuş sütü eksik sofralarımızda Üst baş o biçim fiyakalı Ya huzur Ya mutluluk Kim bilir? Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık…
ne güzel dile gelmiş evet uykuya dalmış insanlık saygımlasınız
Keşke o günlere dönebilsek sevgili Moran. meyvelerin de tadı yerindydi tıpkı dostluklar ve arkadaşlıklar gibi Haset fesatlık bilmezdik Çünkü komşu olarakta çocular olarakta aynı şeylere sahiptik Benim konuşan bebeğim seninse çabuttan değildi bebeğin Bizde sedirde otururduk sizde ABenimde çntam tahadandı diğerlerinide ha müstesnalar yokmuydu vardı Ama kaideyi bozacak kadar değildi daha yöyleyecek çok sözvar ama neyse bu kadarı yeter hoçca kal çok yeind bir temaydı
Ufak tefekti babam Lâkin Dağ gibi görünürdü gözüme Helâl lokmalarıyla büyüdük yedi kardeş Kışın zemherisinde bile Bahar umudunu taşıdı yüreklerimiz
Ya şimdi; Kuş sütü eksik sofralarımızda Üst baş o biçim fiyakalı Ya huzur Ya mutluluk Kim bilir? Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık…
ne çok şeyimiz var elbette dolu dolu..fakat saptırdık doğru yolu ,sanumuz hayır ola... gerçeklerdi çocukluğa özlem hangimizde yok ki abim kutlarım saygılarımla..
Ya şimdi; Kuş sütü eksik sofralarımızda Üst baş o biçim fiyakalı Ya huzur Ya mutluluk Kim bilir? Belki de koyu bir çınarın gölgesinde uyuya kalmıştır İnsanlık… Eskiden herşeyden önce insandık. Şimdi insanlık, herşeyden sonraya kalınca, onun yokluğunu hiç bir maddi kavram dolduramıyor bu nedenle ne huzur kaldı ne de mutluluk ne de saygı Yüreğine kalemine sağlık toprağım. Sevgilerimle
Mutluluk o zaman bir başkaydı galiba hocam gerçekten yoklularda mutluyduk, midemiz kuş sütünü görmezdi ama yavan ekmeğimiz kuş sütü gibi gelirdi, çarşılarımız bu kadar iğrenç parfüm kokmuyordu ama o güzelim lavanta kokuları yayılırdı kola bilmezdik ama ayranımız koladan daha lezzetliydi çoçukken çok mutluyduk be hocam yüreğinize sağlık Eskilere götürdün bu güzel şiirinizle kırk yıl eskiye be hocam ne güzel ettin bize o güzel günleriyad ettirdin