HER GELEN EYLÜL BANA
Dalda yaprak gazelde, hazan mevsimi canan
Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Hasret alevlerin de, oysa yüreğim yanan Renk cümbüşü park bahçe,bil ki tarifsiz rana Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Sararmış, kızıl yaprak, daldan düşüyor yere Suları az olsa da, bir hoş görünür dere Göçmen kuşlarda çıkmış, bu yıl ki son sefere Günün batışı gibi, veda ederken an’a Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Yüce dağın başını, kara bulut kaplamış Belli yağmur yağacak, rüzgarları toplamış Özlem hançerlerini, şu gönlüme saplamış Buğulandı gözlerim, bakıyor yana, yana Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Bir banka oturmuşlar yine dedemle, ninem Dedem diyor nimeme, unuttun mu bir tanem Sen, aklıma geldikçe, nasıl da yanar sinem Yarını düşündükçe, rağbet artıyor düne Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana O patika yollarda, kuşlar görmezken bizi Seven bu yüreğimde, inanılmaz bir sızı Yeşil bir dal kalmadı, nasıl dövmem ben diz’i Tüm çiçekler yas tutup, ağlıyorken yâr sana Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Havalar serinledi, soğuyacak yakında Bir söyle bin ah işit, hele sen bir dokun da Gazel türküleri var, yürekteki akında “Sevdamın sürgünüyüm” çok derin oysa mana Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Lüzumsuz’um sen bekle yakında da kar düşer Seven bazı yürekler, kuru ayaz da pişer Almazsa deli yürek, bendinden bile taşar Sen ne zaman güldün ki, hele sevdadan yana Hüznü hatırlatıyor, her gelen eylül bana Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |