KANAYAN SESSİZLİK
Körpe hayatlar törpülenir aydınlığın kör noktalarında
Ve gülüşleri yüzlerinden sağılmış çocuklar Koklar şehrin barut kokulu güllerini Bir kaşık hüzünde boğulmamak adına Maksadını aşan kabuslar görülür Umudu yeşertmek için kapıldıkları iklimlerde Her Musa bir asayı barındırır Sakalındaki beyazlara hüzün bulaşmış ihtiyarın Gözündeki yaş kurumadan damlar yenileri Geceler de kanar durmadan Ardından kanatsız güvercinler havalanır semalara Yamalı yeminler dahi bozulmuştur artık Bir kelebek ömrü gibi hayaller kurulur Ve boynu bükük kalır yarınların Yüreklerin yağları erir durmadan Hasbihal edecek ne hali kalır ne kelimesi mazlumların Nakış nakış ağıtlar işlenir geceye Şahikalarda kala kalır çığlıklar Mezarlıklar gibi bir sessizlik sarar yeryüzünü Ve tükenir hayat defterinin yaprakları Normalleşme mayhoşluğu hiç bitmez insancıkların Kaç ömre yetecek acılar yaşanır Düşlerden arta kalan zamanlarda Nasırlı avuçlarda saklanır en acı uğultular Her şey arşa not düşülür Ve kalemler İsyan yüklü satırlarla dirilir. |