V E D İ A (*)Hira dinginliğinde titrer fikir Kalbin i n k ı l â b ı y l a belirir ruhların asil rengi Hücum ederken zerreler kürreye Göz pınarlarına yürür yağmurun ahengi N u n sancısına tutulur suskunluğun ozanı Sözün azametli zırhını çıkarır nagihan sesler Müzzemmil ağırlıklar bozar mizanı Ve kalbin doğusunda ayaklanır biatsız nefesler Hızlanır mozaik şehirlerin slikonlu insanı Şeceresi aşikâr hüznün koynunda Kıldan ince bir yüktür artık otuzuncu harf Ölü doğmuş bebeğin zabun boynunda Kalbin arzına iner kıvrımlı sükût Rahmet okutur kansız kabuk yaraya Başlar yörüngesiz bir saklambaç Ve kırık sobeler girer araya Silinir şedde Yukarıdan aşağı bulmacaya döner hayat Çengeli takılı kalır şah damarda G i r y a n dudaklarda can verir cevaplar Ve begonvili kıskanır kardelen, zemheri baharda Bir ışık yarasıdır Hilâl ’ in sureti Yıkık dökük yırtık sökük bir ahvâlde Alevin güll yüzünü eskitir yeşeren insan Yolu başka solu başka minvâlde Provasızdır son nefes Yorar sırtımızdaki yokuşların üzüntüsü Gözlerin ferine şerh edilir vuslat Ve göğüs kafesinden fışkırır faniliğin amentüsü * VEDİA şiiri www.*****.com sayfasından alınmıştır |