Dertnâme- Elden iletin lütfen.- Gecikmiş bir mektup bu, bu bozduğum son yemin Gönül yari beklerken ömür kısalmış meğer. Çünkü artık batmaya yüz tutmuş güvertemin Tüm yükünü taşıyan “aşk” denen salmış meğer. Sevdaların üstünde pusu kurarken kibir Dün bahara gülenler yaprak dökerken bir bir Gözyaşımın düştüğü her yer Sahra-yı Kebir Ve cananın gül yüzü çölde kumsalmış meğer. Oysa canan dediğim yok kabul edip dünü Bayram kabul eyleyip çekip gittiği günü Gıyabımda verdiği “Katli vacip” hükmünü Kanatsız turnaların sırtında salmış meğer. Semailer yorgun bir kemana darılırken Sevdaya vurgun ömür hasretle sarılırken Kuşatılmış bir gönül aşktan kurtarılırken Mecnun’un yaşadığı boş bir masalmış meğer. İki kirpik arası gördüğüm anın bile Ardında bıraktığı sonsuz hüsranın bile Hatta suçun sultanı soysuz şeytanın bile Günahı sevabımdan daha kutsalmış meğer. Dostları birer birer zehirleyen yılanlar Kerbelâ çöllerini Hüseyn’e çöl kılanlar Bir Temmuz sabahında güneşten sıkılanlar Siz de duyun, gülleri yakmak yasalmış meğer. |