Sual etme artık, sol yanım ağrıyor…Sorma akan gözyaşlarımı Anlatamadığım hicran sayfalarını, Ah ettiren lahzaları, Boyun büktüren ezaları, İnsanız, acı ve sevinçle yaşarız Dinmeyen ahımız, Ukdeleşen arzularımız Yüreği dağlayan ve bir türlü Çıkmayan nidamız duyulacaktır Umut var oldukça, sabırla yol aldıkça, Azim ve şevk uzaklaşmadıkça yaşayacaktır Gülen bir nefes İnsanı imrendirir Lakin hangi figanın dürtüsüyle Kükremektedir, nefes nefesedir Bir vakit sonra gözyaşları gelecektir, Hüzün çehresinde belirecektir, ah edecektir Yalnızlığın Zarif resimleri vardır İçimi sızlatan efsunlu bir dramdır, Sinem için farktır Yapraksız dallar, kurumuş ağaçlar, Kanadı kırılmış kuşlar, Ayağı kırık ahular olacaktır Lakin kalbim Bu resmi okurken Hazin bir serencamın Hissiyatına bariz kalacaktır Etrafımda kimseler olmasa bile, Deniz dalgaları haykırsa Nafile hicran hali çarpacaktır Ölüm, ne haşyet Ve ne de korkudur İnsan hissiyatıyla yol alan Ne garip bir yolcudur Avuntuları nasıl unutup, Mizana mütebessim bir eda ile bakılacaktır, Hal kalmayacaktır Yüreği mecnunlaşmış Bir kul, durmayacak Her amel ve ecrinde O’nun rızasına koşacak Ve aşkıyla şad olacaktır Halin sefil ve viran çehresi Benimle kalacak, ruhum Arınmaktan yücelere çıkamayacaktır Ne kadar Yazılmış kitabım varsa Önüme çıkacak, hece hece, Satır satır hak aranacaktır Son pişmanlık yanıma Kar olarak kalacak ve tarumar Melalim kurtarıcı arayacaktır Mustafa Cilasun |