" ah asya ah "Güneş, mum ışığından daha aydınlık değil bana Bir yağmur mevsiminde somurtuyorum bulutların gölgesine Ah asya ah ! Boyumdan büyük yüreğim vardı benim Yoldaş olabilseydin, Önümü dahi göremediğim yalnızlığıma Şimdi kül tablasında geceden kalma izmaritler dinlendiriyorum Sarhoş kadehlerin inadına Başım yastıkla asla sevişmedi Üzerimi yıldızların örttüğü vakitten beri Sırtımı sıvazlayan siyah kokundan kalma bir kasavet Ah asya ah ! Açmasaydım gözlerimi keşke Ölüm bile selam vermezdi tanımamazlıktan gelerek bana Artık aşkı bir bıçak darbesiyle kanatmak lazım Bütün şüphelerden arındırıp, Bütün verilmiş sözlerin hatrına Siyah beyaz bir nefesin özleminde büyüttüm seni Ah asya ah ! Oysa bütün spotlarda ismin yazmamalıydı Renklerden ve ışıklardan ürperen bir çocuktum, bilmezsin Sadece ay ışığında ninni söyleyerek büyüttü annem Ve ben, hiç ağlamadım Aşık olunca göz yaşı dökerim diye Kimse mesul değilken Kaypak sıfatlı kuşların bile uğramadığı düşlerim var Yalnızlık artık hiç sırtımdan inmiyor asya ! uytun .......... |