EylülŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Tutamadım dilimi
Arı soktu telimi Leyla oldum dillere Mecnun düştü çöllere” Sivri bir yalnızlığın Taçlarını mayalıyorum Gazeller gün esriği Yağmurlar sarı güğüm Ayaklarımda pancar kökü Bastıkça toprağın ayalarına Zaman dölsüz mevsimlerde Aralıkla gidip gelmeler/ İç kurusu ayazlarda Avurtlarım susuz Issız yanaklar El değmedi Bahtıma… Bugün; Saçlarıma kur çiçeği Ellerime sarı sıcak/ Söyle! Ak memeli koca kavak Emzirdiğin polenlerin hatırına Sığırcıklar kaç ömür/ Sevgiler biçare Yaralar kum Sözler büklüm Başını vur dağlara Dağlara… Saçlarını arşınla; Dipsiz kuyulara sallandır Yüreğini yalayan cemre geçti Kır düşüren çocuklar Solucan üfleyen martı Çınarlara yürüyen ısırgan Son şarkılar esrik Kırık aynalar Üzümler göç Renk cümbüşü Çocuk elleri Böğürtlen kanı Karadır ceviz Uykusuz… Yine hüzün! Gelme dedim iki gözüm Böyle sarı sıcak iyiydim Eylül yaralarım azdı Sayende… Kanatlı rüzgarın tellerinde |