Sitem Sanma YârŞiirin hikayesini görmek için tıklayın kararlıysan bu sevdadan geçmeye
yeşerttiğin dalı kökten biçmeye niyetlendim aşk badesi içmeye kırıldı kadehim meze döküldü sen olmazsan dünya neme can neme acımaz hançeri vur şu sineme zaten harap olan gönül haneme siteminle bunca füze döküldü
Öldü nazarında devleşen cüce
Mazi defterinde cüze döküldü Sol yanıma mezâr kazdım dün gece Sahipsiz duygular söze döküldü Gurur duy hâlimle böbürlen salın Mecâlsiz kalmışım ayağım yalın Meçhûle yürürken bu kara çalın Nâdanlar yurdunda ize döküldü Köhnemiş bedenim derdin otağı Mihnetle örüldü sevdanın ağı Ben ferhat misâli delerken dağı Senin istikbâlin düze döküldü Günbegün erirken göz göre göre Söylemek istedim sustum kaç kere Ha gayret desemde nafile yere Yılların vebali dize döküldü Gönül meftun iken simasız resme Bakmadı cismine veyahut isme Yalvardım selâmı sabahı kesme Savurdu zülfünü ,yüze döküldü Beklenen sevgili ferman vermedi Irayan yollara ümit sermedi Aptal âşık murad alıp, ermedi Soldu nevbaharm güze döküldü Sitem eylemedim dostun hasına Sukûtum perdedir gönül yasına Ağu doldursa da vedâ tasına Panzehir olarak öze döküldü Hicranın heybeme hüzün yüklerken Daralır nefesim kalbim teklerken ’Sen’ olmayı paye gibi beklerken Her kelâmın ’size’ ’bize’ döküldü Hâl-i perişanım,garip sersefil Âhım günâhıma gönüllü kefil Süslesin yakanı siyah karanfil Bedenim üç arşın beze döküldü. |
Yazmalısın,
dışarıya/içeriye yol boyunca, körlüğü aydınlığa çevirecek güzellikte kaleminiz, yüreğiniz