İmkan/sızım
Vakit az iki gözüm, vakit dar
Biraz benden biraz senden Biraz yanık, biraz tutuk, biraz da uçuk Hani her an gidecek gibi sen, rehin olmuş gibi biraz da ben. Umarsız sevinçlere gebeyken acılar Hasretin prangasında tutsaklık ta güzel Güzel be imkan/sızım. Belki bir kuşun kanadına takılıp Gitmek çok uzaklara Sessizce akmak bir nehir gibi belki Midyeler gibi saklanmak kabuğuna Geçmişin izlerinden İncisini koruyan istiridyeler gibi korumak belki yüreğini. Gün koşarken anasına bırakırken mehtaba yerini Dalgaların sarmalamasında yalnızlık da güzel Güzel be imkan/sızım. Kış üşüse de kor sevdalarda Tutsak yürekler kelepçeli hain tuzaklarda Yürekler hancı, aşklar hep yolcu Bir coşan bir duran nehir gibi. Anıları düşlerken Mahpusta gün sayar gibi Kayan yıldızlardan dilenmek de güzel Güzel be imkan/sızım. Sanki iki yarımı toplamak Ya da bir bütünü bölmek Yıldızları saymak bitmeyen gecelerde Papatya falları tutmak parça parça hecelerde Belki ıssız şiirler biriktirmek kağıt mendillerde. Hesapsız hıçkırıkların gözyaşı melodileriyle Islanırken ruhum masmavi gecelerde Bir kemanın sesinde mutluluk ta güzel Güzel be imkan/sızım. Soldukça düş bahçelerinin çiçekleri Ansızın düşen damlalarda unutmalar zor Sessiz çığlıklarda saklansa da sözler Karışsa da birbirine aşkla cezalar Mümkün olmasa da sevinç sevinç diyarlar Vuslatın hasretinde Taşa tohum ekip büyütmek te güzel Güzel be imkan/sızım. Yüksel Beyocaktan |