Seni Bilir İstanbulCevrine hayranlığımdır özel adın Bilmez gelipte görmeyen birde çekmeyen ağrı Karşı cinste ki en güzel kadın Estirdiğin rüzgarın kor ateşten bir peri Ahkam keseni duymadım iflah kestiğin doğru Kainatın endamı alınmış bir kez tadın Mey olupta içilen kalır mı benden geri Ezelden ebedisin canlar yakan İstanbul Desem ki narına az buçuk dokunayım Ne gecenden bir fayda gör diz boyu Ne de gündüzünden bir parça Nağmelensem her şarkında serilsem Şiir olsam kendimce eteğine savrulsam Kuş dilinde muhabbet dudağında dem olsam Tutsaklık cana minnet Sevdiğimce derilsem Kat sevdamı canına titret gönlü İstanbul Bak gözlerime tan kızıllığınca Isıt ellerimi mevsimler harici Kızıl şarap aksın kara gözlü üzümünden Çakmak gibi ışısın semanın yıldızları Nazını sal endamın bal s/üzümünden Bu sarhoşluk seninle nihayettir İstanbul Yürek bu döner durur sevide çark dokunuşu Canı çeksin şiirlerin bir nevi kayboluşu Dile gelsin kalemler haykırarak ismini Atlas yüzlü denizin yeşil mavi cismini Yosun gözlü sevgili okunuşum İstanbul Sayısız gurup vakitlerinde Yakamoz saklansın benimle koynuna Işısın yedi verenin sözde ki gül rengi Ayın hilal kaşını çizsin gözüm üstüne Şaşırsın har geceler tende ki kimin dengi Bendinde yıkılan aşık seni bilir İstanbul |
aşkı yazar sevdalılar, her ağacında, dalında
yaprağında aşklar bir başka kokar, şarkılar bir
başkadır dillerde... Piyerloti'den, kız kulesinden
yedi veren gül misali kokar aşk... Elbette İstanbul kadar güzel sevgili...
Kutluyorum Gülsen Hanım. Saygımla.