Yürek İstemeyince Menzile VarılmazÖnce, kendi patikalarımızdan yuvarlanmalıyız s/öze geçerken Aşka yürürken ve ölümsüzlüğü gökyüzünden bir duaca dilerken Gözlerimizin derinliklerindeki o bayram coşkularını çıkarmalıyız Mağrur bir yakarı gibi sarılıp en soylu sevinçlerimizin içerisinden Acının sureti olacaksa eğer, yakmalıyız ateşleri başka bir kuytuda Adına nevruz denmese de, avuçlamalıyız ateşi ta göğsünden Hangi kokuyu seçsem, aşka yürümeli yar teninin mahreminden Hangi sözü dönmemecesine uzaklara uğurlasam, sana ulaşmalı Senden önce buralardan geçmiş rüzgârları bir dizeye yerleştirsem Ve ruhunun eskimiş bütün yaralarına aşkla, sevgiyle bastırsam Harfler sıralanmayı unutsa, imbat yağmurunca dizlerine düşsem Alev olup, yeni bir çığlık gibi aşka aşina gül teninde saklansam… Biraz senden, biraz benden gidişlerin sultanîyegâh dağlarıdır hayat Yitirdiğimiz onca değerler, sularda aradığımız bütün kalabalık düşler Eksenini aşmış, hedefini şaşırmış bir menzilin en doyumsuz eseridir Ateşi bulan da, yakan da, söndüren de insanoğludur gül bakışlım Bunun için meydanlarda zincirsiz yağmalanmışlıkların isyan türküleri var Bunun içindir yürekleri asırlardır hırpalar o susturulamayan haykırılar… Tutunsan yamalıklı, hırpalanmış bir çocuk gibi şimdi sen dizlerime, ağlarım İpeklere şiir yazar asırlardır bu adam, üşüyen gönlünü yine aşkla örter Arının bala tutkunluğundan, böceğin ipliğe olan aşinalığından dil döker Karıncanın kör bir koloninin içerisinde aşkı aramasından dem vurur Dışarıda kalmış bütün öfkelerin serenadında kalan sen, gece olunca Kutusuna dönmek istemeyen bir prenses olur, aşka yorulursun… Postacıların yürek eskileridir gönderilmemiş mektuplar Kimi kırgın, kimi argın dağıtır beyaz düşleri sahibine İki ayrı fotoğraftır mektup, kalabalık sokaklarda okunmaz Bir yer aralığından bakmaktır yaşamak hayata Nefes almayınca dil susar, yaşadım sayılmaz Aşk gönül işidir, yürek istemeyince menzile varılmaz… İçinin yağmurlarını dök hadi toprağa Sevmek gülü dikeniyle avuçlamaktır, anlasana Öyle bir şey sür ki dudağına, şarkılar kanasın Söylediğin her nakarat aşk olup ruhunun atışlarına sarılsın Rüzgârın aralığına bırak sevda kokulu saçlarını Omzundan aşağı en sakin limanların tuzları aksın Günlerin hazin külüdür aşka yürümek, bir gül ol giderken Gövdenin kalibresinden sıyrılarak yüreğini masallar bürüsün Güle güle gül bakışlı sevda/m, adın sonsuza dek aşk kalsın… Selahattin YETGİN |