'Her güne yeni güncellemeler ile Uyanan acılar var bu şehirde'...
’Her güne yeni güncellemeler ile
Uyanan acılar var bu şehirde’... Çalıntı masumiyetlerden toplanan, rengarenk boyalar ile çizilmiş bir hüzündür; Baktığın suretlerin yüzünde kırışık ’hatıra’ haritası... Efkarlıdır nemli gözler Dalıp gitmeler ringinde meydan okurlar, dönme dolap gibi çeken zamana... Suskundur aslında dudak, tek bir kelamla mecali yoktur Halsizdir cümleler yaralı takatin soğuk ölü harf bedeninde..../ Susuşundan toplanmış kalabalık konuşmalar Yersiz bir iç serzenişde yuva kurmuş,ve sanki yavru serçe edasıyla Ha ağladım..., ha ağlayacağım, der gibi baka kalır hayata... İçimizin kırılmış ve her an yeni kırılmalara hazır hali... Gün geçtikçe kapanmayan yaralar etrafında; yeni yaralara kanama armağanı ç/ağlar Ve kanadıkça yaran çoğalır zam/ana... Masumiyetin çalıntı yüzünü gösteriyor zaman; Dön bir bak kendini aynada göre biliyorsan eğer Uzatıp gördüğün aynada tuta biliyorsan elini Gördüğün aynada ki vicdanına koy merhametini.... Yücedir ALLAH kovmaz yarattığı hiç bir cenini Zaman intihar sahnesi gibi, Ya sen ölürsün,ya zam/an... ’Bulamazsın aradığın seni; kaybolmuş bir ben var ken içinde’... Dönemezsin eskiye...Ve değiştiremezsin hiç bir eskiyi. Çünkü her saniye yenilenen bir zaman vardır Yenilenen saadece zaman değildir, Acılarda yenilendikçe eskir... Nefesim yalın ayak; Kalp kırığı hatıralardan geçiyor.. Biraz acısa da ilk adımda Alışıyor insan kanadıkça İçi parçalanmış çocuklar gibi ağlamaklı; Suskun..,çaresiz..,içli..,efkarı..,bakışları telaşlı, Hazırdır demli yaşlar ırmaklar çağlamaya Her bir yaş uğurlanır usulca sessiz vaveyla İçimde aşka kurulu anlamsız bir elveda... Serdar Özyanız |